REKLAM

Paylaş:
RSS 1.0     RSS 2.0

Toplam bakislar: 1898 - Toplam yanitlar: 0

GONDEREN: halukgta on 02/27/2012 14:08:58


Bir kardeşimiz sorduğu bir soruda, Nisa suresi 78 ve 79. ayetlerin, birbirinin tam zıttını söylüyor dedikten sonra, ayette önce iyilik de kötülük de Allah'tandır diye geçiyor, sonra kötülük nefsinden, iyilik Allah'tan diyor ve bu ayetlerin kafasını karıştırdığından bahsediyor.

Arkadaşımız bir örnek vermiş. Yolda saldırıya uğrayan bir adamın hiç günahı yokken, kendi ettiğini bulmuş olması anlamsız geliyor.

 

Gelin önce ayetleri yazalım ve daha sonra birlikte Kur’an bütünlüğünde, ayetler üzerinde düşünelim. Allah bu iki ayette bizlere, acaba neler anlatmak istiyor ve dikkatimizi çekiyor.

 

 

Nisa 78: Her nerede olursanız (olun), ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa: 'Bu, Allah'tandır' derler; onlara bir kötülük dokunsa: 'Bu sendendir' derler. De ki: 'Tümü Allah'tandır.' Fakat ne oluyor ki bu topluluğa, hiç bir sözü anlamaya çalışmıyorlar?

 

79. Sana iyilikten her ne gelirse Allah'tandır, kötülükten de sana ne gelirse o da kendindendir. Biz seni insanlara bir elçi olarak gönderdik; şahit olarak Allah yeter.

 

 

İki ayette de dikkat ederseniz, verilen bir örnek var. Burada insanların başlarına gelen güzel şeyler, Allah ile bağlantı kuruluyor ve Allah a nispet ediliyor. Kötü bir şey başlarına geldiğinde ise, bu kötülüğün kendisine düşman, sevmedikleri kişilerin üzerine atılarak, bu senin yüzünden başımıza gelmiştir deniyor. Dikkat ediniz burada, iki kişinin herhangi bir kavgası yok. Kavganın sonucunda meydana gelen, bir kötülük söz konusu değil. Kişilerin kendi başlarına gelen musibetlere, nefislerini tatmin için kanıt, delil arama çabasını görüyoruz.

 

Örneğin Müslümanlığı kabul etmek istemeyenler, peygamberimize karşı olanlar, başlarına gelen her üzücü olayı peygamberimizin üzerine atıp, tüm bunlar senin yüzünden başımıza geldi demişlerdir. Hâlbuki başlarına gelen tüm musibetler, nefislerinin onları yanıltması ile yaptıklarının karşılığında, Allah tan onlara gelmişti. İşte bunu kabul etmek istemeyenlere, bu ayetler uyarıdır.

 

 Elbette bugün bizler bu ayetlerden çok şeyler öğrenmeliyiz ve ders almalıyız. Çünkü aynı hataları bizlerde günümüzde, farkında olmadan o kadar çok yapıyoruz ki. Başımıza gelem onca musibetleri, Allahtan bilmeyip, kendimizce kanıtlar, deliller üretmemiz düşündürücüdür. İslam âleminin günümüzdeki acıklı halini düşündüğünüzde, sanırım ne demek istediğimi anlayacaksınız.

 

Dikkat ederseniz ayetin sonunda Allah, fakat ne oluyor ki bu topluluğa, hiç bir sözü anlamaya çalışmıyorlar diyerek, ayetler üzerinde, Kur’an bütünlüğünde düşünmedikleri uyarısını yapıyor. Tıpkı bugün, günümüzde olduğu gibi.

 

 

Devamındaki ayette ise Allah, bu konuya açıklık getiriyor ve başınıza gelen her şey benim kontrolümde gelişiyor, fakat benden gelen iyilik sizlere ödüldür. Musibetler, cezalar gelmiş ise, sizlerin kendi nefsinizden, yaptıklarınızın sonucu yanlışların karşılığıdır, diyerek izah ediyor.

 

 

Çünkü Allah bu ayetlerde bizlerin dikkatini çekerek, yaptıklarınızı takip ediyorum ve gereken mükâfatı da, cezayı da ben veriyorum, yani tek hâkim, hükmeden, karar veren benim, anlayışını izah etmeye çalışıyor bizlere.

 

 

Hatırlayınız Allah Kur’an da, biz sizleri iyiliklerle, zorluklarla, acılarla imtihan ederiz diyordu. Acaba Allah ın yaptığı imtihan hangi ölçülerde ve bizlerin yaptığı hangi olayların neticesinde oluşuyor? İşte tüm bunlar bilemediğimiz, detay verilmeyen, kendi nefsimizde de, çok fazla değerlendirme imkânımız olmayan konulardır.

 

Arkadaşımızın verdiği örnekte;

 

 (yolda saldırıya uğrayan bir adamın hiç günahı yokken, kendi ettiğini bulmuş olması anlamsız geliyor.)

 

Verilen örnek, bizlerin yaşamında ki imtihanlarımızdır. Bu konuyla bahsedilen ayetlerin ilgisi yoktur. Ayette anlatılmak istenen iyiliğin, güzelliğin Allah a nispet edilip cezayı, başımıza gelen musibetleri, başka kişilerin üzerine atılmaya çalışılması yanlışlığının izahıdır.

 

 

Bazı olaylar vardır, sebep sonuç ilişkisini bizler kuramadığımızdan, doğru yargıda bulunamayız. Öyle üzücü olaylarla karşılaşmışızdır ki, daha sonra o olayın olduğuna sevindiğimiz bile olur. Bizlerin değer yargısı sınırlıdır. Geleceği bilemediğimiz, göremediğimiz için, çok yanlış değerlendirmeler yapabiliriz.

 

 

Allah bir ayetinde; Bazı şeyler vardır sizlere hayır gibi görünür, ama sizler için şerdir der. Yine sizlere şer gibi görünen olaylar, bakarsınız sizler için hayır getirir, bunu bilemezsiniz diye bizleri uyarır. İşte tüm bunların ışığında, bir bütün olarak bunları değerlendirmeliyiz.

 

 

Allah tan bizlere hayır ya da şer gelmiş ise, bizlerin yaptıkları sonucunda bizlere ulaşan hükümlerdir. Örnek verelim yaşamımızdan. Kanun koyucu yani Anayasa, toplumda yaşayan her ferdin eşit haklara sahip olduğunu söyler ve yapılan her suçun kararını ben veririm der. Yani işlenen her suçun hükmünü, mahkemede yargılayıp hâkimler verir. Ama neye göre verir, işte burası önemli. Yaptıklarımıza göre elbette.

 

 

İşte bizleri Yaratan Rabbimizde, aynen böyle söylüyor. Aranızda yaptığınız her şeyin hükmünü ben veririm diyor. Yalnız güzeli, iyiliği benden bilip, şerri, musibetleri başkasından bilmeyin diyerek, GERÇEK HÂKİMİN BİZZAT KENDİSİ OLDUĞUNU ANLATIYOR AYETLERİNDE BİZLERE.

 

 

Sonuç olarak Allah, güzel şeyler yapana mükâfat veririm, ödüllendiririm, kendi nefsine hâkim olamayan, gönderdiğim rehberden uzak yaşayıp suç işleyip kötülükler yapanda, kendi yaptıklarının cezasını görür diyerek, herkesin kendi yaptıklarından, hem bu Dünyada hem de mahşerde, karşılığını göreceğini, hesap vereceğini anlatır bizlere.

 

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

 

 

 

 

 

 

12/23/2024



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***