REKLAM

Paylaş:
RSS 1.0     RSS 2.0

Toplam bakislar: 1571 - Toplam yanitlar: 0

GONDEREN: Hacegan__ on 01/10/2012 11:09:33


Sevginin asıl muhatabı Allah. İnsana şahdamarından yakın; kalplerimizde sevgi kılan. Bizi sevindiren, ruhumuza haz veren manzaraları yaratan, her sabah yeniden hayatımızı bahşeden, hastalandığımızda şifa veren, dualarımızı kabul eden, hatalarımızı bağışlayan O. Rahmeti üzerine yazan, kulunu sıkıntıdan kurtaran, zorlukta yardımıyla destekleyen, Kendisini seven sevmeyen her kuluna nimetlerini lütfeden yine Allah. Peki bizler Rabb’imizin sevgisini kazanabilmek için neler yapmamız gerektiğini biliyor muyuz?.. 

Yüce Allah hangi kullarını sevdiğini aşağıdaki Kur’an’da ayetleriyle haber veriyor:

*Allah İyilik Yapanları Sever 

Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever. (Bakara Suresi, 195)

Allah, ihtiyacınızdan artakalanı verin, Yolumda harcayın derken bizler ne kadarını versek de kalanı yığsak diye düşünüyoruz. Oysa Allah bollukta da darlıkta da infak etmemizi emrediyor:

Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar(daki hakların)dan bağışlama ile (vaz)geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever. (Al-i İmran Suresi, 134)

Bizler yatıştırıcı olmamız gerekirken, kendimiz öfkenin seline kapılıyoruz. Oysa sabırlı ve ılımlı olmak önemli. Şefkat, merhamet ve hoşgörü olmadan, öfke dolu bir üslupla dinsizlik yaygınlaşır çünkü.

Böylece Allah, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi. Allah iyilikte bulunanları sever. (Al-i İmran Suresi, 148)

Allah iyiliğin karşılığı 10 kat buyururken, biz O’nun rızası için iyilik yapmaktan kaçınıyoruz. Hep intikam peşindeyiz. Allah’ın Muntakim olduğunu, intikam alacağını unutuyoruz.

Sözleşmelerini bozmaları nedeniyle, onları lanetledik ve kalplerini kaskatı kıldık. Onlar, kelimeleri konuldukları yerlerden saptırırlar. (Sık sık) Kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. İçlerinden birazı dışında, onlardan sürekli ihanet görür durursun. Yine de onları affet, aldırış etme. Şüphesiz Allah, iyilik yapanları sever. (Maide Suresi, 13)

Affetmenin ne büyük erdem olduğunun, sevginin önündeki engelleri kaldırdığının farkında bile değiliz. Bağışlayıcı olursak Allah da bizi bağışlayacağını bildiriyor. Bunun ne büyük nimet olduğunun bilincinde değil miyiz?

İman edenler ve salih amellerde bulunanlar için korkup-sakındıkları, iman ettikleri ve salih amellerde bulundukları, sonra korkup-sakındıkları ve iman ettikleri ve sonra (yine) korkup-sakındıkları ve iyilikte bulundukları takdirde (yasaklanmadan önce) dedikleri dolayısıyla bir sorumluluk yoktur. Allah, iyilik yapanları sever. (Maide Suresi, 93)

Allah’ın, içimizde gizlediklerimizi hatta gizlinin gizlisini de bilen olduğundan gafletteyiz; aklımızdan kötü şeyler geçiriyor, korkup sakınmadan eyleme dönüştürüyoruz.

*Allah Tevbe Eden, Temizlenen ve Arınanları Sever 

"... Şüphesiz Allah, tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever." (Bakara Suresi, 222)

Sen bunun (böyle bir mescidin) içinde hiçbir zaman durma. Daha ilk gününden takva temeli üzerine kurulan mescid, senin bunda (namaza ve diğer işlere) durmana daha uygundur. Onda, arınmayı içten-arzulayan adamlar vardır. Allah arınanları sever. (Tevbe Suresi, 108)

Her hatamızda "birşey olmaz, başkaları daha fazlasını yapıyor" diyerek tevilde bulunuyor, kendimizi yeterli görüyoruz. Güzel ahlakta ve imanda derinleşmede sınır yokken bizler kendimizi müstağni gördüğümüzden enaniyetle azgınlaşıyor, bu yüzden de temizlenmeyi, arınmayı düşünmüyoruz.

*Allah Sakınanları Sever 

Hayır; kim ahdine vefa eder ve sakınırsa şüphesiz Allah da sakınanları sever. (Ali İmran Suresi, 76)

Ahde vefanın ne olduğunu zaten unutmuşuz. Vefa mümin, vefasızlık münafık özelliği iken, biz küçük dünyevi çıkarlar peşinde koşuyor, ahdi yerine getirmekten ya da emaneti en güzel şekilde yüklenmekten kaçıyoruz. 

Vefa, Allah’ın sahip olunan maddi manevi herşeyden daha çok sevildiğinin açık göstergesi. Bizler Allah’ın sevgisini kazanabilmek için, içimizde asla burkuntu olmadan herşeyimizi O’nun yolunda feda edebiliyor muyuz?

*Allah Sabredenleri Sever 

Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever. (Ali İmran Suresi, 146)

Sabır, zor zamanlarda Allah’ı hatırlamak, zorluğun ardından vereceği kolaylığı beklemektir. İsabet eden her zorluk, Allah’a yakınlaşmamıza vesile olacak ve gösterdiğimiz sabırdan zevk duyacakken biz acı olanı seçiyor, tahammülsüz davranıyoruz. Olayları, batınındaki hayır ve hikmetle değerlendirmek yerine görünen yüzüyle değerlendiriyoruz

Zorluk geldiğinde "neden ben, başkaları varken" diyor, dünyaya imtihan amacıyla geldiğimizi unutuyoruz. Allah’ın bizim için yarattığı kaderi beğenmiyor, aczimizi görüp boyun eğmiyor, yaşananlar karşısında sabır göstermiyoruz. 

*Allah Tevekkül Edenleri Sever 

... Eğer azmedersen artık Allah’a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever. (Ali İmran Suresi, 159)

Her şeyin Allah’ın kontrolü altında olduğunu düşünmüyor, kendimizi ve etrafımızdaki varlıkları Allah’tan bağımsız olarak görüyoruz. Halisane teslim olmamak, Allah dışındaki varlıkları ilah edinmeye götürür. Biz ise teslimiyeti, kenarından köşesinden yaşamaya çalışıyoruz. 

Bilinçsizce, Allah’ı değil insanları vekil tutuyor, onlardan yardım bekliyoruz. Oysa biliyoruz ki tevekkül en büyük konfor. Bizi yaratan, yaşatan tek büyük güce dayanmak bizi de güçlü kılacakken, başka şeylere dayanıyor, olan gücümüzü de yitiriyoruz.Rabbim bizleri kuran yolundan ayırmasın inşallah amin ecmain.Saygılarımla Hacegan...

12/23/2024



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***