Kişilikli bir insan. O' onurlu bir insan. O' gururlu bir insan. En önemlisi insan gibi bir insan.
İnsanlara olan bütün güvenimin sarsıldığı, kendimi herkese kapattığım bir dönemde karşılaştım O'nunla.
Hani insanı insan yapan değerler vardır; Gururlu ve onurlu olmak gibi.
Kendinden emin olmanın verdiği naif'liğe sahip olmak gibi. Vicdan ve merhamet duygularına sahip olmak gibi. O bunların hepsine ve daha fazlasına sahipti.
Arkadaşlikların, dostlukların, güvenin, sevginin ve saygının sorumsuzca tüketildiği.... İlişkilerin tamamen menfaat ve çıkar ilişkilerine dönüştüğü bu ortamda O'nunla karşılaşmak benim için büyük bir şans oldu. Teşekkürler "GÜZEL İNSAN" Seni tanıma şansını bana verdiğin için teşekkürler.
O'nu yazmak isteyişim bu yüzdendir. Böyle bir yüreği, böyle bir asaleti, en önemliside böyle bir insanı başkaları da tanısın istedim. Tanısınlar ki yüreklerine insanlık tohumları ekilsin.
İlk bakışta anlayamazsınız onu, tek kaşı yukarda, anlaşılmayacak kadar ters biri olarak görürsünüz . Çünkü bu yönüyle yaklaşır insanlara.
Düşünürsünüz, "Karşısındakinin sabrını mı ölçmek istiyor ya da kendisine verilen değerin ne kadar süreceğini mi bilmek istiyor. Bu yüzden mi böyle yaklaşıyor diye." Ya da, "çok kaprisli, kendini beğenmiş ukala" diye düşünebilirsiniz.
Hani bazı anlar vardır; Bakarsın ve gördüğünü yakalarsın ya, ben de öyle bir an yakaladım O'nun bakışlarında.
İçinde öyle güzel sevgi ışıltıları vardı ki; yüreğinin bütün güzelliği sanki gözlerinde yazılıydı. O an nasıldı? Nasıl duygular içerisindeydi? Bilinmez. Ama ben o bakışlarda sevgisinin büyüklüğünü ve ulaşılmazlığını, yaşanmışlıklarının vaktinden önce olgunlaştırdığı o kocaman ve güzel yüreğini gördüm. Sanki onu yıllardır tanıyormuşum gibi....
Aslında O anlaşılması çok zor bir insandır. Kendisi, kendi için çok önemlidir. Onun içindir ki duygularını asla belli etmez. Kaldı ki ifade etmesini beklemek, çok büyük bir yanlışlık olur. O'nu, onun gözüyle görmek, yaşamak, hissetmek gerekir.
Bu o kadar kolay mı? Tabii ki değil, hem de hiç kolay değil. O da bunu çok iyi biliyor. Çok iyi bildiği bir şey daha var ki O' özel biridir. "Bunu da her duruşuyla, tavırlarıyla ve konuşmalarıyla adeta haykırır çevresine". Ama O' sevdiklerini de çok özel biri yapandır aynı zamanda.
Ancak sevgisini çok da savurgan kullanmaz. Hiç bir duygu karşılıksız kalmaz onda. Yeter ki vazgeçilmeyecek biri olsun sevdiklerinin nazarın da, yeter ki emek verilsin sevgisine ve yine yeter ki O' hissetsin bütün bunları.İşte o zaman dünyanın bütün güzelliklerini ayaklarınızın altında görürsünüz. Böyle bir güzelliği hissetmek için emek vermeye değmez mi sizce de?
Sevgisi bu kadar yüce olan bir insanın, ya sevgisizliği nasıl olur? Hiç düşündünüz mü?
Buz gibi soğuk, bıçak kadar da keskin. Peki sizce de doğal değil mi bu?
Sen, içindeki sevginin en güzelini, en verilmezliğini ver.... Birileri gelip bu güzellikler ve incelikler karşısında bütün kıymet bilmemişliğiyle şımarsın ya da gaflete düşsün!!.. Aman Allah'ım....İşte bu bakışları da gördüm ben O' insanda. Ürperdim açıkçası.... Çünkü, o bakışlarda ki soğukluk korkunç boyutlardaydı. "YANLIŞLARAASLAAFYOK". Böyle haykırıyordu bakışları
Neden? diye sordum, kendi kendime.... Bir cevap bulmaya çalıştım ve sonunda eğrisiyle, doğrusuyla şu kanıya vardım;
-"Bu insan; kendi gibi bir benliği bulamamışlığın yorgunluğunu taşıyor".
-"Kişiliğini oluşturan değerlerine hoyratça saldırıda bulunulmuş".
-"Güveni istismar edilmiş".
-"Doygunluğunu yaşadığı her konuda ihanete uğramış".
-"Sevmeyi bu kadar güzel bilirken, sevilmek duygusunu yitirmiş".
-"Sonuçta, hiçbir değere inancı kalmamış, ruhunu besleyen imanı dışında".
İhtimalleeer... İhtimaller. İşte ancak böyle ihtimaller yürütürüz O'nun için.
"Acaba ruhunun derinliklerinde neler yatar? Tanrım bir bilebilsem? Bir çözebilsem?" diye söylenip durursunuz.
Nafile.... Onu çözmeye, yüreğini görmeye çalıştığınızda, koşarak uzaklaşır sizden.
O', aslında sevginin anlamını yitirmiş insanların arasında, kendi yüreğinde ki güzel sevgiyi bulmak, sevilmek sadece sevilmek istemektedir. Ve sevilirken, sevilmeyi kimseyle paylaşmak istememektedir. O' sevgisini, sevildiği kişidenbaşkasıyla paylaşmayı asla düşünmemektedir.
Gerçekten bumudur isteği? Kulağa ne kadar bencilce geliyor değil mi?
İnsanları bu kadar küçük görmesi mümkün mü?
Neden olmasın? Eğer insanlar onun ruhunun güzelliklerini aptalca egoları ve gözlerini bürüyen kıskançlık hırsıyla harcamaya kalkışmışlarsa, neden o da insanları küçük aptallar olarak görmesin?
Belki de şöyle haykırıyordur;
-"Be hey gafiller, sizler beni ne zannediyorsunuz?
Ben sizlere önem vereyim, en güzel duygularımla seveyim. Sizleri ciddiye alıp, çok kıymetli ömrümden zaman ayırayım. Sahte olabileceğine ihtimal vermediğim güzel sözlerinize kıymet biçeyim. Hepsinden önemlisi kalbimin güzelliklerinde sizlere yer vereyim. Karşılığında sizler, ruhunuzu esir alan şeytana yenik düşüp benim bu güzel değerlerimi çiğneyin.
Hemen akabinde de "hatalar insanlar içindir" mantığıyla ve bütün utanmazlığınızla, af dilemek yüzsüzlüğünü gösterin. Madem ki o kadar çok sevip değer veriyordunuz, hangi akla hizmet bu güzellikleri yok etmeye kalkıştınız? Ya da hangi şuursuzluğun gafletindeydiniz? Siz de hiçdüşünce diye bir kavram yokmudur?
Belki de böyle haykırıyordur. Kimbilir...
Her zaman söylerim, "insanlar canlılar aleminin en "asil" ama bir o kadar da en "aşağılık" varlıklarıdır. İşte bu insan, "asil" ruhlar gurubundan yaratılmış bir insan. O'nun bu asilliğini anlayamamış olan "aşağılık" ruhlar, belki de onu mutsuz ederek cezalandırdıklarını düşünüyorlardır. Tıpkı ciğere uzanamayan kedi misali.
Oysa ki O' sadece çevresini saran "bakterilerden" Tanrı' nın da izniyle zamanında arınmış olmanın huzurunu yaşıyor. Ne yazık sizlere ki, çok şeyler kaybettiğinizi anladığınız da, artık zaman da çok geç olmuş olacak.
İnançlarım doğrultusun da bildiğim bir şey var ki, o da yapılan hiçbir şeyin karşılıksız kalmadığıdır. Tanrım onu bütün kötülüklerden korusun, sizlere de hakettiğiniz cezayı versin.
Şunu bil ki güzel insan; bugünde, yıllar sonra da, dünyanın neresinde olursan senin için endişe eden, senin için dua eden biri olacak.
Evet "güzel insan", "insan gibi insan" sen hiçbir zaman değişme olurmu. Kimseye, canım diyenlere bile, kendinden fazla asla değer verme. Verme ki o güzel duyguların, o güzel ruhun daha fazla incinmesin. Ta ki biri çıkıp sana, göğsünü gere, gere "işte buradayım; sadece senin duygularını istiyorum. Onu yüceltmek ve ömrümce sevmek için buradayım. Sevilmeyi haketmek için buradayım. Seni sen olduğun için seviyorum" diyene kadar da, bunu ispat edene kadar da, kimseye kendinden fazla değer verme. Verme ki, sevmek dediğimiz, ama anlamını şuursuzluklar da ve bencilliklerde harcadığımız o değerli anlam, senin erdeminde, kişiliğinde ve insanlığın da bir değer kazansın.
"ÇÜNKÜSEN,İNSANGİBİİNSANSIN"
Adın gibi, adına yaraşır; Güçlü ve soylu...