Sabrın gerçek anlamını ve Allah Katında ne denli beğenilen bir ibadet olduğunu müminler yaşam rehberleri olan Kur’an’dan öğrenirler. Bu güzel ahlak özelliğini Allah’ın buyruklarına uygun yaşar ve ‘güzel bir sabır’la sabrederler.
Sabır toplumda genellikle karşılaşılan zorluk ve sıkıntılara göğüs germek, bunlara katlanmaya çalışmak ve tahammül etmek olarak bilinir. ‘Bir yere kadar dayanma gücü’dür sabır ve bu nedenle de zaman zaman ‘taşması’, ‘tükenmesi’ de son derece doğaldır. Hatta sonunda somut bir çıkar elde edilemeyecek olan bir konuda sabır göstermek de gereksizdir. Hiçbir yarar sağlamayacak bir sabrın, boş yere sıkıntıya katlanmak olduğuna inanılır.
Oysa Kuran’la bildirilen sabır, bu tahammül anlayışından oldukça farklıdır. Tahammül acı, sabır ise insana zevk verir. Müminler, sabrı Allah’ın bir emri olarak yerine getirirler ve bu yüzden de hiçbir zaman sabırlarında tükenme ya da taşma gibi bir durum yaşanmaz. Bu önemli ibadeti yaşamları boyunca şevkle yerine getirirler. Bunun yanında iman edenlerin sabretmelerinin karşılığında somut bir çıkar beklentileri yoktur. Sabır mümin için Allah’ı hatırlamaktır, mutluluktur. Rabbimizin hoşnutluğunu kazanacaklarını bilmek, onların alabilecekleri en güzel karşılıktır.
Allah’ın tarif ettiği gerçek sabır, Kur’an ayetlerini ve ahlakını her durumda ömür boyunca yaşama konusunda kararlı olmaktır.
Kuran’da "... sürekli olan ’salih davranışlar’ ise, Rabbinin katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır." (Kehf Suresi, 46) ayetiyle Yüce Allah, kararlılıkla sürdürülen salih davranışların değerine dikkat çeker. Kur’an’da samimi inanan kullarının sabırlı ve tevekküllü olduklarını da Rabbimiz şöyle haber verir:
“Onlar sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir.” (Nahl Suresi, 42)
Rabb’imizin yüceliğini gereği gibi takdir edebilmeleri, müminlerin güzel bir sabır göstermelerini kolaylaştırır. Allah’ın sonsuz ilim sahibi olduğunu bilen bir insan, kendisi için en hayırlı olanı ancak O’nun belirleyebileceğini bilir. Ve Allah’ın karşısına çıkardığı her olayda mutlaka bir hayır ve hikmet olduğunu bilerek tevekkül eder, güzel bir sabırla sabreder. İbadetin Allah ile buluşma zamanları olduğunun bilincinde olan mümin, sabretmesi ya da tevekkül etmesi gereken anlarda, Allah ile olan randevusunu kaçırmaktan şiddetle sakınır.
Dünya hayatının gerçek yüzü konusunda şuurlu olmaları da müminlerin sabırlarında sürekli olmalarını sağlar. Yaşadıkları her sıkıntıyı, Yüce Allah’ın kendilerini sınamak için yarattığını bilirler. Allah bu dünyada Kendisine ibadet etmekte kararlılık ve sabır gösterenleri, benzersiz barınma yurdunda ağırlayacağını vaat eder:
Ve onlar-Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak ederler ve kötülüğü iyilikle savarlar. İşte onlar, bu yurdun (dünyanın güzel) sonucu (ahiret mutluluğu) onlar içindir. Onlar, Adn cennetlerine girerler. Babalarından, eşlerinden ve soylarından ’salih davranışlarda’ bulunanlar da (Adn cennetlerine girer). Melekler onlara her bir kapıdan girip (şöyle derler:) "Sabrettiğinize karşılık selam size. (Dünya) Yurdun(un) sonu ne güzel." (Rad Suresi, 22-23-24)
Yüce Allah Kur’an’da , “… sabredenleri de belirtip-ayırdetmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? (Al-i İmran Suresi, 142) buyurur. Bir başka Kur’an ayetindeki, “sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?..” (Bakara Suresi,214) ifadesinden ise, müminin yaşadığı olayların, Allah’ın sünneti olduğunu anlıyoruz. Allah mümini cennetine almak için o musibeti vermektedir. Mümine düşen de, musibet karşısında üzülmek, sıkıntıya düşmek değil, tam aksine Rabbine olan sevgisini, inancını kanıtlayan güzel bir sabır örneği göstermektir. Çünkü yalnızca bu dünyada her şeye sabretmenin karşılığı olarak samimi müminler, Yüce Rabbimizin rızası ve diledikleri her şeyin bulunduğu sonsuz bir huzur ve güven ortamı olan cennetle ödüllendirileceklerdir:
İşte onlar, sabretmelerine karşılık (cennetin en gözde yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orda esenlik dileği ve selamla karşılanırlar. (Furkan Suresi, 75)
Allah her konuda sınayabilir. Açlıkla, canlardan mallardan kısarak sınayabilir.…Bunlar sınav başlıklarıdır. İmtihanlara hazır olmak gerekir. Emir her an bizim için iner ve her görüntü inanan insanlar bizim için hayırla yaratılır. Tevekkülsüz davranmak, kızmak, üzülmek Allah’ın yarattığı kadere saygısızlık olur. O halde yapmamız gereken güzel bir sabırla sabretmektir:
"Şu halde, güzel bir sabır (göstererek) sabret." (Mearic Suresi, 5) Sabır ve dua müslümanların en güzel silahıdır unutmamak lazım der selam ve saygılarımı sunarım...Hacegan....