Günler kara olsa da,
Gönüller kararmamalı,
Karanlıkları aydınlatmak için Ya MUM BULUP YAKMALI.
VEYA MUM OLUP BİZZAT YANMALI.
Hayat bu sürprizlerle dolu.
Herkes her an ve zaman,
Her şeye karşı hazırlıklı olmalı.
Değerli Dostlar.
Hayat hamasetle yürümez.
Yaralar küskünlük veya kabadayılık ile tedavi edilmez.
Ağlamakla ölüler dirilmez.
Dirilseydi!
Şehit yavrularımız için milletçe döktüğünüz gözyaşları,
His ettiğimiz kalbi inkisarlarımız,
DEĞİL KINALI KUZULARIMIZI,
Belki ÇANAKKALE KAHRAMANI KOÇ ECDADI BİLE HAYATA DÖNDÜRÜDÜ.
Amma nafile.
Senin ağlamaların, panik halin, acı haykırışların, çaresiz eninlerin,
Dişlerinden kan damlayan o katil canavarı mutlu edip KIS KIS güldürmekten, olmayan cesaretini artırmaktan başka bir işe yaramayacak.
Metin olalım.
Aklı davranalım.
Çözüm üretelim.
Kendimize dönelim.
Bir muhasebe ve muhakeme içine girelim.
Sebep sonuç ilişkileri kuralım.
Milletçe, Devlet olarak,
Geçmişimizi gözden geçirelim,
İbrahim TATLISESİN bir türküsünde sorduğu gibi soralım.
ALLAH’IM BEN NERDE YANLIŞ YAPTIM?.
Bu karanlık günlerin sebebi bizim,
Vazifelerimizi hakkı ile yerine getirmeyişimiz,
Çevremizdeki kıvılcımları zamanında söndürmeye tenezzül etmeme duyarsızlığımızdır.
Yangın bacayı sardıktan sonra fatura ağır, acı büyük olur.
Dünyada, ülkemizde kandan beslenen yarasa ruhlu vampirler olduğu ve kaldığı sürece,
Sorumluluklarını sadece söz ve nutuklar ile sınırlı tutan laf ebeleri hamaset nutukları atarken.
Ve atmaya devam ederken.
Kan emicilere gün doğacak,
Bu kan önce sorumluluğunu yerine getirmeyen at gözlü takmış kendisinden başkalarının varlığından habersiz yaşama gafleti içindekileri yatmış oldukları gaflet uykusundan uyandıracak.
Sonrada sebep olan DRAKULALARI boğacaktır.
Her kışın bir baharı.
Her gecenin bir neharı vardır.
İnşallah bu uğursuz gecenin sabahı erken olur.
Karanlığa küfretmenin zamanı çoktan geçti.
Artık mum bulup yakmak veya
MUM OLUP YANMAK ZAMANI.