REKLAM

Paylaş:
RSS 1.0     RSS 2.0

Toplam bakislar: 1292 - Toplam yanitlar: 0

GONDEREN: Hacegan__ on 11/16/2011 09:48:47


Malesef çoğunluğu müslümanlardan oluşan bu ülkede gün geçmiyor ki bir kadın öldürülmüş olmasın.İşin en acı yönü ise bu kadınların eşleri tarafından öldürüyor olmaları.Yahu bir müslüman aynı yastığa baş koyduğu ve hayatı paylaştığı eşini nasıl öldürebilir? Bu yapılanlar karşısında akıl ve mantık iflas etmiş durumda. Bu vahim tablunun nedenlerini araştıracak olursak ilk olarak karşımıza bireysel hatalar çıkıyor:Ruh sağlığının yerinde olmaması. Çevreye ayak uyduramama gibi.Buna halk dilinde şiddetli geçimsizlik deniyor. ikincisi Toplumsal olumsuzluklar: Yoksulluk, işsizlik, eğitim yetersizliği gibi nedenler kişileri olumsuz davranışlara doğru yitiyor.sonunda bu vahim tablolar ortaya çıkıyor.

Dostlarım bana kalırsa (İslamın da bu tür sorunlara koyduğu teşhis bu doğrultudadır.) İşin temelinde eğitimsizlik yada yanlış eğitim yatıyor.Her şeyden önce bir müslüman çocuğu dinden mahrum bırakılıyor. Allahın emir ve yasklarından habersiz olduğundan ve islami özümseyemediği için Bilgi sahibi olsa dahi uygulamaya gelince duyarsız kalıyor. Aile eğitimi zaten yetersiz böyle olunca da çevreden etkileniyor çoğunluk ne yapıyorsa onu yapmaya çalışıyor.Malesef gündemi medya belirliyor ve insanları istediği yöne doğru çekiyor.Bu konuda bilinçsiz olan insanlar yabancı güçlerin kültür bombardımanı altında kalarak öz benliğini yitiriyor.Gayri müslimleri taklit eder hale geliyor ve sonuç malum.

Toplumu yeniden öz benliğine döndürebilmek için işe eğitimden başlamak lazım.Tabi ki burada öncelikle görev aileye, devlete ve ehlisünnet alimlerine düşüyor.İslami çizgideki Vakıflar ve Cemaatlere görev verilirse bu işin üstesinden el birliğiyle gelineceği kanatindeyim.(1) Bununla birlikte Dini eğitime ağırlık vermenin yanında Zahiri ilimlere de ihmal etmememiz gerekiyor işte o zaman İslamı iyi bilen ve geçmişinden güç alan bir nesil geleceğe güvenle bakacak, atalarının yaptığı hayır yarışını sürdürecek çağ açıp çağ kapayan yeni Fatihler yetişecektir. ve o gün geldiğinde can dostlarım bırakın eşini veye bir din kardeşine öldürmeyi bir karıncayı bile incitmekten çekinen nesiller ortaya çıkacakır.Ümit varız o günleri özlemle bekliyoruz. Mevlam bu asil millete islamın bayraktarlığını yapmayı tekrat nasip eder inşallah. 

Kardeşlerim Kadınlar Allahın emanetidir.Bunu yüce Mevlamız söylüyor emanete hıyanet ise münine yakışmaz.Şunu unutmayalım ki onlar olmasa bizler olmazdık.O cefakar, çilekeş kadınlar hayatımızın her safhasında bizimle beraberler. Aslında erkek ve kadın bir elmanın yarısı gibidir. Yani ancak ikisi birlikte olursa bir bütün olur ve herşey ona göre bir anlam ve değer kazanır işte bunun için Efendimiz Sallallahu aleyhi vesellem:" Cennet anaların ayağının altındadır." diyor.
Kardeşlerim Hangi babayiğit hizmette ve takvada Hazireti Hatice Annemizi geçebilir.Diyeceksiniz ki o peygamber eşidir bizlerin onun derecesine ulaşması imkansızdır bu doğru Selam efendimizin aline ve ashabına. Onlar gökteki yıldızlar gibidirler Kutlu efendimizin öğrencileri olan Sahabe-i kiram efendilerimiz manaviyatın kutup yıldızlarıdır. İsterseniz Konuya açıklık getirebilmek için geçmişin derinliklerine inerek birkaç örnek daha verelim.Hz. Asiye Annemizi hatırlayalım o ki; Çağının ve gelecek asırların en büyük zalmlerinden olan firavunu eşiydi Uluhiyet davası güden ve zulümde çok çok ileri giden bu zalimin sarayında bir Allaha inanıyor.İbadet ediyor Hz. Musadan(a.s) yana tavır alarak inandığı davadan canı pahasına da olsa vazgeçmiyordu. Hz Meryem Annemizi hatırlayalım O Allaha adanmış güzide insanlardan biriydi. Bilirsiniz onun adına Kuranda sure vardır.O Dünyada hayırla yad edimeyi ahirette en güzel şekilde mükafatlandırılmayı hak eden bir Anne.Güahsız olduğu halde Zalimlerin iftirasına maruz kalmış sabretmiş ve Allahın yardımı ona ulaşmıştır. Allahın selamı hak ve hakikat yolunda olanların üzerine olsun. Yine Asr-ı Sadete dönelim Hz Sümeyye Annemiz hatırlayalım O mubarek Ben kadınım bu zulme katlanamam demiyor Allah ve Rasulu yolunda canını seve seve veriyordu. ve yine soralım Hangi babayiğit Ben Rabiyetül Adeviyye den (k.s) Takva yönündenÜstünüm diyebilir? elbette hiç kimse bu soruya olumlu cevap veremez. Demeki marifet er olmakta, veya fiziki güç sahibi olmakta değil Allaha yaklaşabilmekte onun rızasını kazanabilmedir.Elbette fiziki güce de ihtiyaç var ki Mevlamız erkekleri kadına göre güçlü yaratmıştır.Yukarıda da bahsettiğimiz gibi kadın ve erkek bir bütünün parçalarıdır.Onlar kimimmizin annesi, kimimizin bacısı, kimimizin kardeşi. Onlarda bizler de diğer canlılar gibi hep bir arada yaşıyoruz. aynı havayı teneffüs ediyoruz hal böyle iken onlar( kadınlar) bir adım daha öteye geçiyor, bizler için canlarını dişlerine takarak hayata tutunmamızı sağlıyorlar. Yemiyor yidiriyorlar, içmiyor içiriyorlar, giymiyor giydiriyor evlatları, eşleri için her türlü sıkıntıya katlanıyorlar.Bütün bunları merhametli oldukları için yapıyorlar çünkü; onlarda Allahın Rahman isimi tecelli ediyor. Onlar bize acıyorlar fakat biz acıyor muyuz? Acımak ne kelime düşmanımıza reva görmediğimizi onlara reva görüyoruz. Oysak ki Allah bizlerden eşler meydana getirdi. Aramıza sevği bağını koydu. Biz Rabbimizin bu emrine karşı sevgiyi değil övkeyi, kini, kefreti seçtik birbirimizin canına kastedecek kadar ileri gittik.Efendimiz bir hadisi şerifinde şöyle buyurmakta bir mü’min için şü dört şey sadettir. Saliha kadın,Rahat ev, iyi komşu,İyi binek. (Kaynak Hakim)Yani bu döt şeye sahip olan dünyada cennete gibidir. Bu mücdeye erebilmek için, saliha eşlere sahip olabilmek için Aile olarak devlet ve toplum olarak çocklarımızı imanlı ve ihlaslı yetiştirelim. Unutmayalım ki peygamberleri de doğran ana idi. Fatihleri de doğuran ana ve bunun yanında Firavun ve nemrut gibi zalimleri de doğuran ana. Velhasıl ne ekersek onu biçeriz. Hal böyle olunca Bizler mü’minler olarak elimizden geleni yapalım gerisini Allaha bırakalım görelim Mevla neyler neylerse güzel eyler. 

Kardeşlerim son olarak diyorum ki; eğer Allahın rızasını kazanmak istiyorsak ve ahirette Allahın gazabına düçar olmamak istiyorsak; kadınlarımıza ve emrimiz altındakilere iyi davranalım. Onların haklarını gasbetmeyelim. Tövbe edelim Allahdan af dileyelim. üzerimizde hakkı olanlardan helallik alalım. Ahirette rezil olmaktansa bu dünyada özür dilemek ve helallaşmak daha kolaydır. Hz yunusun dediği gibi;" Yaratılanı yaratanın hatırına sevelim." Sevgiyi kendimize dustur edinelim. İkilik ve tefrika bizi kin ve nefrete götürür. Kin ve nefreti ise ancak cehennem ateşi söndürür. Allaha emanet olunuz...

10/05/2024



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***