İşin kötüsü
hızla eskiyor yokluğun...
Ki varlığın gün yüzü görmemişken, yepyeni
dururken böylesine!
Şöyle bir toparladım da senin için
yaptıklarımı,hani o çok sevdiğin ve masanda
tamamlanacağı günü bekleyen puzzle'ın gibi
birleştirmeye çalıştım da verdiklerimi,daha bir
kaç tanesini koyuverince yan yana oluşuverdin...
Yavaş yavaş anlıyorum şimdi neresinden su
alıyormuş senli hayatım...
Seni ölüm kadar büyütmüşüm yaşamımda.Sanki
ölümün zıttı yaşam değilmiş de senmişsin!
Hani olmasan,olmazmışım...Var mısın şimdi? E
varım işte...
Üstüne üstlük yarın nasıl bir seni seveceğim
korkusu ve endişesi yok içimde...
Yarın, daha yeni tanıştığın bir insan ya da bir
arkadaşın mı olacağım,
öbür gün dokunmadan duramadığın sevgilin mi
olacağım düşüncesi yok...
Ve sen hiç kıpırdamazsın yerinden, bilirim...
Elin telefona gidecek olsa, numaramın son
tuşuna kadar sürer cesaretin!
Kapımın önüne kadar gelsen, zilim yerine kendini
çalarsın kendinden...
Sen adım atmaya bile alışık değilsin ki bana ve
ben öyle koşmuşum ki sana...
Kaç tur atmışım etrafında, kaç kez aşkın
hacısı olmuşum bilinmez!
Meğer etrafında döndüğüm seni ben
yaratmışım.
Sana yamadığım ben parçalarını söktüğümde
üzerinden, geriye bir avuç günah kaldı...
Şimdi ben yalnızım belki ama sen yoksun!
Ben baştan aşağı bir ah, sen tepeden tırnağa
günah...
Ve ......
Aşk yerden göğe boş...!