Bir tabut gidiyor önünde.
Bir tabut, al bayrağa sarılı.
Bir tabut; canın var içinde.
Umudun,gururun,askerin, şehidin var içinde...
Oğlun var;
öpmeye,koklamayakıyamadığın.Gençbıyıklarına,
delikanlılığına alışamadığın. Yavrun, kuzun,
fidanın, yarının... Utanır diye gönlündekini
soramadığın. Doya doya boyuna bakamadığın.
Özünden gelen "YA SABIR, YA ALLAH"
merhem olur sızına, takat verir dizine.
Kurumuş gözlerinden süzülür hüzün, dilinden
hiç düşmeyen sözün;
"VATAN SAĞOLSUN"...........;
Daha "91" Doğumlu..
Geçse Karşina İki Laf Etse Umursamazsin bile ,
Reşit Oldun mu Diye De Dalga Geçersinz.
Ne Reşit'i Çocuk ''ŞEHİT'' oluyor...
ŞŞŞŞŞŞŞŞŞ.....! Sessiz oL Türkiye'm..!
Çanakkale'den gelen sesi duyuyor musunuz ?
Kurtuluş Savaşı'ndaki şehitlerimiz bağırıyor:
"Siz daha duracaksanız ... BIZ kalkalım!!
....
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
....
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.
Mehmet Akif Ersoy