Emeğine sağlık bitanem.
Çok iyi niyetle başlarsınız ve güzel bir şeyler yaptığınızı düşünürsünüz.
Aslında güzeldir de yaptığınız,ama kimileri ya "Ben niye düşünemedim"der ya da "Onun gibi biri nasıl oldu da bunu düşündü" der ve hikaye bu andan itibaren başlar:
*Takdir duygumuz azdır,ama yermek için aportta bekleriz
*Övgü sözleri çok zor çıkar ağzımızdan,ama çabucak ve düşünmeden eleştiririz
*Taşlı,çamurlu yolda yürürken omuz vermeyiz başkasına,ama asfalta çıkınca da ilk yanaşanlardan oluruz.
*Asfalt yolda yürürken yanaştığımıza bir yandan sinir oluruz,ama taşlı yolda yanaşmadığımızdan da garip bir zevk alırız.
*Bu ikilem arasında gidip gelirken,"Peki ben ne yapıyorum" demeyiz.
*Ayrıcalıklarımızı,elimize fırsat geçmişse,başkalarının canını acıtmak için kullanır,bizi diğerlerinden üstün tutan durumların mezara kadar gideceği sarhoşluğuna kapılırız.
*Birini kaybetmeyi önemsemeyiz.Çabuk gözden çıkarırız.Biri gider biri gelir deriz.Aynı insanı kazanmayı,dantel gibi işleyip keyif almayı,düşünmeyiz çoğu kez.
*Bir sürü güzelliğin arasında tek bir çirkinlik varsa bile önce onu görür ve ona odaklanırız.Ancak çirkinliğin içinde bir güzellik varsa onu yok sayarız.
*Affetmekte,yeni sayfalar açmakta zorlanırız,ama fırsat kollayıp intikam almak bizi ne kadar yıpratır,düşünmeyiz.
*Çünkü önce kendimizi sevmeyi öğrenmemiz gerektiğini unuturuz.Çoğu zaman gerçeklerden kaçarak kendimize bile ihanet ederiz.
*İnsan kazanmak çok da kolay birşey değil.Hele de üreten insanı.Başkasının sırtından geçinmeyi düşünmeyip bizzat taşın altına elini koyanı.Bu seçimden dolayı zaten zor olan hayatını,teşviklerimizle süsleyeceğimize,zar zor bulduğumuz taşı önüne koyarız.
UZUN LAFIN KISASI; BİRİ BİR GÜZELLİKMİ YAPTI,ÖKÜZ ALTINDA BUZAĞI ARAMIYALIM.İNSAN KAZANMIYORSAK DA EN AZINDAN ÜRETENE SAYGI DUYALIM.