İmamı Aliden rivayet olunduğuna göre, Resulü Ekrem buyurdular: “Cuma günü her mescidin kapısına yetmiş Melek oturup. Bu Melaike hazaratı, mescide girenlerin isimlerini yazarlar. Nihayet imam minbere oturduğu vakit en son bir adam girer ve kimseye eza vermeden oturur. Dünya kelamı söylemez. Cuma kılanlardan en az ecir alan işte bu adamdır. Böyle olmasına rağmen, kıldığı Cuma ile, bir evvel geçen Cuma arasında işlediği günahlar af olunur. Cumayı kılıp en az ecir alan böyle olursa ve bu nimete ererse, erken gelenin, ne büyük fazilete erdiğini sen hesap eyle.”
Allah’ü Teala Zül-celal vel-kemal Hazretleri bu günü fazlı kereminden bu ümmete hediye etmiş. Bu gün hakkında Kur’anı- Azimde bir sure-i celile inzal buyurmuştur. Cuma günü ruhlar toplanır. Kabirleri o gün ziyaret etmelidir. Zira o gün yapılan ziyaret, kebir sahibine vasıl olur. Evliyaullah müstesna. Zira onlara sair günlerde de ziyaret yapılsa sahibine vasıl olur.
Cuma günü kabirleri ziyaret efdaldir. Cuma günü meftalar azabı kabirden emin olurlar. Keza Cuma gecesi ve günü kabire giren, zabı kabirden kurtulur. Mü’min olnası şarttır. Cuma günü Cehennnem hararetlendirilmez. Cuma günü ehli Cennet olanlar, ahirette Rabbil Alemini ziyaret edecektir ki, ahirette dahi Cuma günü vardır. Allah’ü Teala Cuma günü Cennet’ten Cemalini müşehade ettirecektir.
İndi-İlahide Cuma gününün adı “Yevmi Mezid”tir. Melek’ler Cuma gününe yevmi mezid derler. Ehli-Cennet, Cuma günü Cenabı Zülcemalin cemaline nazar ederler. Mü’minlerin bayramıdır, fukaranın Haccıdır. Cuma gününde bir saat vardır ki, her dua kabul olunur.
Hz. Ademe ruh, Cuma günü verildi, Hz. Nuh Cuma günü necata erdi. Hz. Adem Cuma günü Cennet’e vasıl oldu. Hz. Yusuf, Cuma günü hapisten kurtuldu. Hz. Musa’ya nusreti ilahi o’gün erişti, Firaun.o gün suya gark oldu. Hz. İsa o günü semaya kaldırıldı. Resulü Ekrem Efendimiz, Bedirde, küffarı Kureyşe Cuma günü zafer kazandı. İslam, Cuma günü kurtuldu. Ehli-Cennet nezdindeCuma gününün ismi, Darüsselamdır. Zira, günahlar Cuma günü örtülür ve bağışlanır. Ehli-nardan Cuma günü azab, ref’ olur Cuma günü okunan selat-ü-selam, Resulü Ekreme bilvasıta, yani vasıtasız ulaşır.
Cuma ve Pazartesi gecesi, ümmetin yaptığı iyilik ve fenalık Resulü Ekreme bildirilir. Kıyamet, Cuma günü kopar. Cenabı Kadir Kayyum, bir kavme azab etmeyi murad ederse o kavmi Cuma günü ve gecesi ile leylei-Kadirin feyz ve kadrini bilmekten mahrum eder.
Cuma gününün ne olduğunu ve ne gibi fazilete malik olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Cuma gecesi ölenlerin ruhları hanelerine yani evlerine gelirler, geride bıraktıkları, kendilerini hayır ile yad etmeyen evlat ve akrabalarına lisanı hal ile, “sizlere evler, bağlar, bahçeler, tarlalar bıraktık, Siz bizi burada aç bırakıyorsunuz. Ne olur, bizlere de bıraktıklarımızdan gönderiniz.” Derler.”Birgün siz de bizim gibi olacaksınız. Sizleride kimse hayır ile anmayacak.” Deyip boyunlarını büküp, kabirlerine dönerler. Hayır ile yad edilenler ise: “Allah sizlerden razı olsun. Bizi hayır ile yad ediyorsunuz. Sizi de hayır ile yad etsinler.”derler. cuma akşamı olduğunda ölülerimizin ruhlarını şad edecek hayırlar yapmalıyız. Bak şu kıssayı ibretle oku:
Semerkand’da bir saka vardı. Her Cuma günü, kazancını Allah rızası için ana ve babasının ruhlarına tasadduk ederdi. Her vekit namazdan sonra dua etmeye ahdetmişti. Bir Cuma günü, para kazanamadı. Bir alime gidip nezrini: “Ben her Cuma günü kazancımı ana ve babamın ruhuna sadaka etmeyi nezir etmiştim. Bu Cuma günü para kazanamadım. Bu ahdimi yerine getirmek için ne yapmalıyım ?” dediğinde; O alim “Evladım ! Şimdi kavun, karpuz zamanıdır. Kavun, karpuz kabuklarını topla, merkep ve atlara. Koyun ve keçilere ver.” dedi. Saka da öyle yaptı. O gece rüyasında ana ve babasını gördü. Ana ve babası rüyasında ona “Ey oğul, her Cuma gecesi bize hediyeler gönderir bize ikram ederdin. Fakat çoktan beri kavun, karpuz istiyorduk. Allah senden razı olsun. Bu Cuma bizlere kavun ve karpuz ikram ettiler. Sen hayvanlara kavun ve karpuz kabuğu verdin, Allah bize Cennet kavun ve karpuzlarından ikram eyledi.” Dediler.
Meşayihten rivayet olur ki; Cuma geceleri yahut Cuma günü, ölenlerin ruhları evlerin kapılarına gelirler ve şöyle hitap ederler:
“Ey sevgili oğlum ! Ey sevgili kızım ! Ey kardeşim ! Ey evimde oturanlar ! Türlü türlü nimetler yiyorsunuz. Biz kabirde açız, sususuz, karanlık yerdeyiz. Siz aydınlıkta, biz karanlıktayız. Siz yumşak yataklarda, biz çıplak, topraktayız. Bizi hiç anmıyorsunuz. Bizi unuttunuz. Sizden rica edip, sizlere yalvarıyoruz. Bizim için sadaka ve hayır ediniz. Bizim için dua ve istiğfar ediniz ki, bizlere yiyecek, aydınlık, yatak ve örtü olsun. Bu yaptığınız hayır hasanat, dua ve istiğfar bizim için büyük hediyedir.” Diye ta sabaha kadar yalvarıp yakarırlar.”Bari bunları yapmazsanız, sofranızdan artmış ekmekleri köpeklere ve kedilere bizim ruhumuz için veriniz.. “Bize sevabını bağışlayınız.” Derler. Bu zevatın akrabasından birisi hayır eylese sevinirler.”Allah sizden razı olsun, sizleri de Allah sevindirsin. Siz bizleri unutmadınız. Allah sizi iki cihanda aziz eylesin” deyip giderler. Şu kimseler ki, ölülerini hayır ile yad etmezler, ölülerinin ruhları da öylece beddua ederler. “ Allah’ü Teala sizleri mahrum etsin. Sizin bizi mahrum ettiğiniz gibi.” Deyip boyunları bükük mahzun olarak giderler. Bu haberin sahih olmasına delil olarak bu hadisi şerif-i gösterdiler:
“Adem oğlunun ameli, pazartesi ve perşembe günü Allah’ü Teala’ya arz olunur. Lakin sılayı-rahmi terk edenin ameli hayriyesini Allah kabul etmeyip, red eder. Yapılan hayrın peygamberlere ve babaya, anaya arz olunması Cuma günüdür.”
Ey insan oğlu ! Sonumuz ölümdür. Hayır ile anarsak, hayır ile anılırız. Dünyanın bekası yoktur.Mamurlar harap olsa gerektir. Düzenler bozulur, imaretler, saraylar yıkılır. Sevdiğiniz mallarınız sevmediklerinize kalır. Her gün bir Melek şöyle hitap ediyor, şöyle nida ediyor: “Doğum, ölmek için. Binalar yaptın, harap olmak için” Harap olacaktır, sonu ölüm ve harap olmaktır. Verilen nimetler harap olsa gerek. Mutilere sevap, asilere ikab vardır. Akıllı olan kimse, ahiretini yapar. Mümkün olduğu kadar kendini ve ehlini, evladını, etbaını Allah rızasında ve ebedi mülke yetiştirmeye çalışır. Ölüsünü, dirisini Hak’ka yarar amel ile memnun eder.
yoksa böyle boş sözlerle boş uğraşılarla birilerini memnun etmek değil..!
saygılarımla.
SuKuT