Dervişane Merhaba Şehri Ramazan
Ramazan-ı Şerif ayı ve oruç ibadeti nedir.?
Ramazan-ı Şerif ayında oruç ibadetini eda etmek, Cenab-ı Allah'ın kendisine inanmış kullarına büyük bir lütfudur. Çünkü bu ay her bakımdan özeldir. Evvelâ, içerisinde Kur'ân-ı Kerim nâzil olduğu için bin aydan kıymetlidir[1]. İkinci olarak; Kur'ân-ı Kerim sadece bu aya mahsus ibadet ve sair muamelât için nâzil olmamıştır. Ramazan ayı, ortalama bir insan ömrü olan bin aydan hayırlı olduğu gibi, içerisinde indirilen Kur'ân-ı Kerim de insanın bütün ömrü boyunca muhtaç olduğu rehberlik özelliklerine sahiptir, yani bütün hayatları boyunca insanlara “yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı” bir hüviyet taşır[2]. Üçüncü olarak; bu ayın baş tacı olmasının ve esasen Ramazan ayının diğer ayların sultanı kabul edilmesinin müsebbibi olan oruç ibadeti, bu ayda eda edilir. O oruç ki bizzat Rabbimiz Teâlâ onu kendisine yakınlaşmanın en seçkin vasıtalardan kılmış ve kendisine kurbiyyete vasıta olan bu ibadetin mükâfatına bir sınır koymamıştır[3].
Oruç ile birlikte Ramazan ayına mahsus diğer ibadetler dikkatlice değerlendirildiğinde, müminin bu ayda Allah'a daha çok yakınlaşmasının hikmeti anlaşılır. Zira bu ayda açlık sayesinde nefis dizginlenir ve fakirlerin mütevazı ahlâkının farkına varılır. Nefsin isteklerine karşı koymada ve iman ile akl-ı selimin isteklerini uygulamada sabır ve metanet hâssası gelişir. Hanelerde ailece okunan ve camilerde mukabele olarak dinlenen Kur'ân-ı Kerim'in hikmeti ve nuru, kalplerdeki imanı ve ihlâsı artırır. Kişi, uykudan ve cinsî isteklerden fedakârlık vasıtasıyla maddî olandan manevî olana yönelir. Misafire ikram ve iftar dâvetleri; akraba, arkadaş ve komşular arası ortak şuur ve muhabbetin tesisine vesile olur ki bu sayede İslâm'ın toplumculuk özelliği ve kardeşlik ruhu canlanır. Teravih namazları, cami ve mukaddes mekânları ziyaret ise ibadet heyecan ve coşkusunu artırır. Fıtır sadakası ve zekât ile Allah için vermenin yüksek faziletine erişilerek imanın lezzetine varılır. Neticede gelen bayramda küçükler-büyükler sevindirilerek topyekün cemiyet birbirleriyle kucaklaşır, içten ve derin bir samimiyet ile nesiller arası sevgi köprüsü oluşur.
İşte onun için “Ramazan ayının evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluştur”. Zaten Ramazan ayı, âdetâ insanların hata ve günahlarını temizleyerek onları günahlardan korumağa tahsis edilmiştir[4]. Bu nimetin kıymetini bilenler, böylece geçmiş hatalarından arındıkları gibi[5] yeniden aydınlık bir geleceğe doğru yol almanın hazzını da yaşarlar.
inşaallah Rabbim bizede bu ramazanı şerifin yaşamasından haz ve ve adabınca eda etmeyi nasip eder.
selam ve dua ile kalın.
SuKuT