REKLAM

Paylaş:
RSS 1.0     RSS 2.0

Toplam bakislar: 1024 - Toplam yanitlar: 0

GONDEREN: Divane06 on 07/21/2011 12:47:50


Bozuk simit paraları ile cenneti satın almak

Günün son dersi idi, öğrenciler defter ve kitaplarını çantalarına koymuş, dışarı çıkmak için sabırsızlanıyorlardı. Yalnız, Ali hazırlanmamıştı, gecikmek için de elinden geleni yapıyordu. Nihayet zil çaldı, öğrenciler bir anda kapıya yöneldi. Ali, yerinden kalkmadı, ağır ağır eşyasını topladı, arkadaşlarının gitmesini bekliyordu. Bir yandan da göz ucuyla öğretmenine bakıyordu, öğretmeni onun bu hâlini fark etti:

Hayrola Ali, eve gitmeyecek misin?

Ali, son arkadaşının da çıktığını görünce cevap verdi:

Sizinle konuşmak istiyordum öğretmenim.

Peki, ne söyleyeceksin bakalım?

Ahmet arkadaşımız var ya…

Evet, ne olmuş Ahmet'e?

Galiba durumları pekiyi değil, annesi, beslenme çantasına pek iyi şeyler koymuyor.

Eee ne olmuş?

Ona yardım etmek istiyorum, ama benim yardım ettiğimi anlarsa üzülür, utanabilir. Günde bir simit parası biriktirip her hafta size versem, siz ona verebilirmisiniz?

Cebinden bir avuç bozuk para çıkartıp öğretmenin masasına koydu.

Nurhan Öğretmen, paraya dokunmadı, sandalyesine oturup düşündü. Ali hakkındaki bilgilerini yokladı, bildiği kadarıyla ailesinin durumu pek iyi değildi. Bu çalışkan ve sevimli öğrencisi, ne kadar da iyi niyetli ve düşünceliydi. Zengin bir ailenin çocuğu değildi. Buna rağmen yardım etmek istiyordu, üstelik yardım ettiğinin bilinmesini de istemiyordu.

Dur bakalım Ali, bildiğim kadarıyla sizin de maddî durumunuz pek iyi sayılmaz, öyle değilmi?

Haklısınız öğretmenim, babam gündelikçi, çoğu zaman iş bulamıyor, ama ben de çalışıyor, para kazanıyorum.

Nerede çalışıyorsun?

Simit satıyorum.

Öğretmen düşündü, iyiliğin bu kadarına da diyecek bir şey bulamadı. Ancak öğretmen açısından, Ali'nin iyilik yapma hevesinin gerçekleşmesi zordu. Onu, bundan vazgeçirmek için bir çare bulmalıydı. Vazgeçirme esnasında, sevimli öğrencisini kırmamalıydı. Onunla biraz daha konuşursa, belki bir yolunu bulurdu, ..Ali'ye döndü:

Büyüyünce ne olmak istiyorsun?

Çok zengin bir işadamı!

Niçin?

İnsanlara daha çok yardım etmek için!

Bak Ali, Ahmet'in ailesinin durumu pek iyi değil tamam ama, sizin ailenizin de durumu pek farklı değil. İstersen acele etme, çok zengin olduğun zaman, insanlara yardım edersin, olmaz mı?

Olmaz, şimdi yapmalıyım.

Neden olmaz?

Üç sebepten dolayı olmaz. Birincisi: Bu para zaten benim değil. İyilik ettiğim için Allah, beni insanlara sevimli gösteriyor. İnsanlar da bundan etkileniyor, daha çok simit alıyorlar. Bu sayede gün boyu çalışanlardan bile fazla simit satıyorum. Hele mahalledeki Hasan Amca, her gün iki simit alıp, güvercinlere veriyor. İkincisi: "Ağaç yaş iken eğilir." deniliyor, şimdiden iyilik yapmayı öğrenmezsem, büyüdüğümde hiç yapamam. Üçüncüsü daha da önemli: Büyüdüğüm zaman çok zengin bir işadamı olmak istiyorum. Zamanında yatırım yapmayanlar büyük işadamı olamazlar.

Bu sonuncusunu pek iyi anlayamadım, dedi.?

Açıklayayım öğretmenim. Şimdi, çok zengin olmadığım için, günde ancak bir simit parası kadar yardım edebiliyorum, bundan fazlasını veremem.

Allah, Cennet'i gücü kadar iyilik edene veriyor, şimdi gücüm bu olduğuna göre Cennet'in fiyatı birkaç simit parasından ibaret. Eğer zengin olmadan ölürsem, birkaç simit parasıyla Cennet'e girebilirim, bundan daha kârlı bir yatırım olur mu?

Başını "evet" anlamında sallarken, Nurhan Öğretmen'in gözleri dolmuştu.

Aliyi evine yolladı, sınıfa geri dönerken, okulun boşaldığını fark etti. Eşyalarını toplamak için masasına döndüğünde, Ali'nin bıraktığı paraların, masasının üstünde kalmış olduğunu gördü.

Sandalyesine oturdu ve paraları eline aldı, hiçbir para ona bu kadar kıymetli gelmemişti. Sanki elinde dünyanın en kıymetli incilerini, yakutlarını, elmaslarını tutuyordu. Hatta bu paralar onlardan bile kıymetliydi. Cenneti satın alabilecek paralardı bu simit paraları.

Oturduğu yerde kalakaldı, bırakmak istemeyen bir tavır ile sımsıkı tutuyordu bozuk simit paralarını. İçinin dolduğunu, duygulara boğulduğunu hissetti. Birden boşalan sağanak yağmur gibi ağlamaya başladı, ağladı …ağladı.

Yavaş yavaş sınıftan çıkıp, okuldan ayrılırken, bekçi Sadık onun birşeyler mırıldandığını farketti. "Bozuk simit paraları ile cenneti satın almak" diye bir şeyler sayıklıyordu.

Bekçi hayret ile..

ne dediniz hocam?

Duymadan, yavaş adımlarla, akşamın alaca karanlığına karışıvermişti Nurhan öğretmen..

ALINTIDIR...
11/15/2024



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***