Saklamadım ilk kez,
Açtım bugün kumbaramı...
Saydım,
Bir avuçtu umutlarım...
Zaman içinde hayatla yoğrulmuştum
Yenilgilerle yenmeyi öğrendim...
Taze umutlarımla sıcak ekmekler ummuştum
Kırıntılarla yetinmeyi öğrendim...
Mutluluğa ayarlı,tebessüme kurulmuştum
Gözyaşlarıyla sevinmeyi öğrendim...
Dallarımda umutlar yeşermişti hep,
Gönül bahçemde umutdan güller açmıştı...
Gecemin ardına umut doğmuştu
Ve aslında,
Kaldırımları ıslatan da,bulutların umudu olmuştu...
Kitlenen kapılar ardında kalmıştım hep,
Umutdan anahtarlar yapmıştım kendime...
Sürgün sevdalar arasında savrulmuştum hep,
Umudu sürmüştüm ağlayan gözlerime...
Gökyüzünün maviliğiyle renklenmişti hayatım
Geceme dökülmüştü münzevi yıldızlar...
Hayat aynasında yansımıştı anılarım
Bir yol olmuştu önümde,yorgun zamanlar...
Zaman içinde bir başka zamandaydım
Karanlık gecenin umut ışığındaydım...
Zamandı gece,mekândı gece
Suskun yüreğime yağandı gece...
Yine kaldık başbaşa
Sevgiler yarım,duygular karmaşa...
Umut döksem kucağına aydınlanır mısın?
Neler gizlediğini banada anlatır mısın?...
Sahte sevdalar kıyıma vurmuş neye yarar!
Kalbim,kendi kadar büyük olan sevdayı arar!...
Ve gece,
Bak son kez gözlerime...
Benimde duygularımı gizle...
Sus...
Kimsenin bilmediği umutlarımı izle...
Saklamadım ilk kez,
Açtım bugün kumbaramı...
Saydım,
Bir avuçtu umutlarım...
İşte seslendim geceye,yorgun sabahların arkasından...
Hüzne yordum suskun kelimeleri...
Öğrendim,ağlasamda umutla tebessüm etmeyi...
Şimdi ise,
Her kötü gidişin ardından,her sönük bakışın ardından,
her batan güneşin ardından,
dökülür yüreğime bir avuç olan umutlarım....