Kaç mevsim sarardı yokluğun…
Hani uzanırdın pencerenden ve bakardın boşluğa..
İki bina arasında koca bir boşluk olurdun ve susardın öylece…
Bazen sesin esiverirdi balkona,
Gülüşünde yankılanan bi yangın olurdu sokak, kararırdın ya, direklerden akardı
içime duman.
Sonra kusarım kelimelere, susarım söz, etmem bir kelam bile…
İçinde dipsiz bi oyuk açılır caddenin, kasislere boğulurdum, şah damarımda bir sızıntımı var, sanki içimden bi kayan var.
İşte karanlığın tarifinde gezerdim seninle, sen bensiz kahkahalada boğulurdun
ben sessiz çığlıklarda.
Göküzünde adın belirdi, hadi dön ve bak..
Arada görürsün, benim bakışlarımıda orda…
Penceremde yansıyan soluksuz hüküm sehpası, ve hilaline akseden belki gamzelerinin çukurları.
Bilmiyorum yorgunluğum senin denizlerindenmi yansıdı…
Bak orda gördünmü denizi, maviliğinden vazgeçmiş, gün batımında sessiz sedasız ilkiniyor..
Dalgalarında sular boğuluyor..
Sapsarı kesilen mavi göklerin hesabıda benden soruluyor.
Değerinden kaybetmeyen altının suretinde taş kesiliyor.
Sen bazen gelirdin kapıma, sebebi dursun sen gelirdin işte, tamda sende kaybolmak istediğimde, elsiz ayaksız düşerdim içine.
Komplolar kurar sonra yalanlardım kendimi..
En savunmasız halimden vururdun beni sahi…
Hiç titremezdi ellerin..
Sade bir gülümseme ardından susardın işte..
Yıldızlar kadar çoğalırdın içimde.. Kaç şiir akıttım kollarımdan anlardın sanki…
Ellerimden sızan kızıl mürekkeple kalırdım ardın sıra…
Uzandığım minderde kalırdı izin, sonra saçlarını sayardım.. gecenin içinde kaç karanlık atlattım diye bakardım yastığıma, düşen omuzlarından alırdım ve onları saklardım gömleğimin cebinde.
Eskaza muhabbetlere kalır, sonra hiç susmadığım kadar konuşurdum..
İçimden duydum. Kapının ardından seslenen sendin bana.
Olur ya hikaye uydurdum. Sonuna yalanlarımla avuttum içimi.
Senden ibaret kalan yanlarımdan sana ...
İşittim sözlerimi, duyma diye seni konuştum yalnızlığın tam ortasında…
Ve yıkadım geceyi benden…
Daha afilli cümeleler kurmak için provalar yaptım hayalinle.
Sonra unuttum, olmayacak dua da olsan amin dedim ve sığındım Rahmana…
Zaten kim kaldı ki ondan b aşka…
İşte son tezkere verildi ruhuma, istila edildi dilim…
Geceye akıttıklarımdan damlayan varmı eline ve sustuğum cümlelerden duyan varmı içinde…
Sonu olmayan bir duayla yalvarıyorum Ona, duyar biliyorum.
Sustuğum dualarda ve görür kaybolan yanlarımı, içimden içine kaç kelimem varsa
hepsi senin aslında…