KALP HIRSIZI
Genç hırsız, gecenin sessizliğinde usulca odaya süzülür; feneriyle
etrafı şöyle bir kolaçan eder ama çalmaya değer bir şey bulamadığı
için yan odaya geçer...
O da ne?Bir uyuyan güzel, tıpkı masallardaki gibi; saçları yüzünü
örtmüş ama burnu açıkta birde yorganın dışında kalan ayağı..Hırsız
öylesine dalar ki; elindeki fener düşer, tabi uyuyan güzel de uyanır,
fırlar yatağından..
-Sen de kimsin?
-Görmüyor musun?
-Evet görüyorum, evi soymaya mı geldin? Salona git, gümüşler orda..Şu
çekmecede de bir kaç parça bişey var, onları da al.Sonra da beni rahat
bırak uykum var.
Bir süre sessizlikten sonra kız doğrulur yatağından.Bakar ki; hırsız
da hiç hareket yok, öfkelenir..
-Sen daha burda mısın?Sana çalacağın şeylerin yerinide söyledim.Daha
ne bekliyorsun?
Hırsız yine hareketsiz; ne konuşuyor ne de kıpırdıyor.Kız öfkeden
çılgına döner.
-Eğer böyle yüzüme bakmaya devam edersen polis çağıracağım...
-Pekala!Çağır, hadi durma...
Kız gülümser:
-Senin derdin ne?Yoksa evi soymaktan vaz mı geçtin?
-Evet evi soymaktan vazgeçtim.
-Eee!Niye burdasın o zaman?
-Seni götüreceğim.
-Nasıl?Anlamadım...
-Seni götüreceğim dedim...
_Sen delisin, evet evet gerçek delisin...
-Hayır değilim...Seni çalmaya karar verdim...
-İyide bunu nasıl yapacaksın? Beni çuvala koyup sırtına mı
yükleyeceksin?
-Sence uygunsa...Aslında hepimiz birer hırsız değil miyiz?Zaman zaman
yaşamdan bir şeyler çalarız.Arı çiçekten, Ay Güneşten çalmaz mı?Ya
hayata ne demeli; o da sinsice götürür...Bende senden çalacağım...
Kız suskundur...
Hırsız '' Artık gidiyorum Prenses.. '' der ve geldiği pencereden çıkar
gider...Genç kız ardından bakakalır...Günlerce kendini iyi
hissetmez...
Uzunca muayeneden sonra, doktor:
'' Gariptir ama kalbinizi bulamıyorum.. '' der...
O artık çalıntı kalbini arıyor...