Cebrail (a.s.) ve Hz. Peygamber Efendimiz
• Hz. Mustafa (s.a.v.) Efendimiz Cebrail’e: “Ey aziz dost!” diye buyurdu. “Nasılsın? Ne şekildesin? Yaratıldığın suretle..
• Kendini bana apaçık göster de, seni öyle göreyim, seyredeyim”.
• Cebrail dedi ki: “Ya Rasulallah! Bulunduğum surette, beni görmeğe dayanamazsın. İnsan olarak sende o güç yoktur, Çünkü insan hissi zayıftır, yufkadır.”
• Hz. Mustafa (s.a.v.): “Melekût âlemindeki suretinle kendini göster de, şu beden kendi duygusunun ne kadar zayıf, ne kadar güçsüz olduğunu görsün, bilsin.” diye buyurdu.
• İnsanın bedenindeki duygusu, bedene ait hissi çok zayıftır, sakattır. Çok noksanı vardır. Ama batınında, özünde de pek büyük bir huy, çok güçlü gizli bir iç vardır.
• Peygamber Efendimiz isteğinde ısrar edince, Cebrail kendisini birazcık gösterdi. O öyle heybetli idi ki, dağ bile onu görse parçalanırdı.
• Sadece bir kanadı bütün dünyayı, doğuyu da batıyı da, kaplamıştı. Hz. Mustafa (s.a.v.) o heybeli görünce, o heybeti ona verenin büyüklüğünü ve gücünü düşününce kendinden geçti, bayıldı, düştü.
• Cebrail (as.) Rasulullah Efendimizin geçirdiği hali, yani gördüğü heybet ve büyüklük karşısında kendinden geçtiğini görünce, insan şekline girerek geldi. O mübareği kucaklayarak ayılttı.
• Cebrail’in gücü, kuvveti ve mehabeti yabancılar içindir. Bu iltifat ise dostlara mahsustur.
• Hz. Ahmed (s.a.v) ’in Cebrail’i görmeğe dayanamayan dünyevi hissi, bedene ait duygusu şu anda Medine-i Münevvere’de toprağın altında yatmaktadır.
• Fakat o saflar yaran, bütün kâinata üstün gelen mübarek manevi varlığı ise değişmeksizin Hakk’a çok yakın olarak doğruluk makamında bulunmaktadır.
• Bozulanlar, değişenler bedene ait duygular huylardır. Değişme yeri bedendir. Ölümsüz olan ruh ise, parlak güneştir.
• O güneş gibi parlak olan ruh, hiç değişmez, hiç başka şekle dönmez. Çünkü o, doğuya da batıya da ait değildir. O başka yere aittir. O ötelerden gelmiştir. O onundur.
• Güneş hiç zerre yüzünden kendinden geçer mi? Mum pervane sebebi ile aklını yani nurunu kaybeder mi?
• Hz. Ahmed (s.a.v.) Efendimizin bedeninin, mübarek ruhu ile gizli bir ilgisi vardı. Ama bu değişme sadece bedene aitti, ruha ait değildi. Bunu böylece bil.
• Hz. Ahmed (s.a.v.) Efendimiz eğer hakikat-ı Muhammediye’nin o akıl almaz kanadını açsa idi, Cebrail ebedi olarak kendinden geçer, bir daha kendine gelemezdi. (Mesnevi)
"Muhabbetten Muhammed oldu hasıl,
Muhammedisiz muhabbetten ne hasıl."