REKLAM

Paylaş:
RSS 1.0     RSS 2.0

Toplam bakislar: 1814 - Toplam yanitlar: 0

GONDEREN: BaSBuG__ on 05/24/2011 20:24:32


Çok yakında ülkemizde genel seçimler olacak. Ülkemizin gelecek dört yılını şekillendirecek, bizleri yönetecek yöneticilerimizi seçeceğiz Allahın izniyle. Ülkemiz demokrasi ile yönetilen bir yönetim şeklini benimsemiştir. Demokrasi hepimizin bildiği gibi, kısaca halk idaresi demektir. Devlet politikasını şekillendirmede, halkın her ne inançta olursa olsun, eşit hakka sahip olduğu yönetim şeklidir. İnsanlar inançlarından, düşüncelerinden dolayı asla kınanamaz, inançları kısıtlanamaz. Bu demokrasinin temel prensibidir. Elbette bu prensibin ülkemizde ne oranda hayata geçirildiği tartışılır. Demokrasi anlayışımızı kendimizce şekillendirmek yerine, her inanca ve fikre aynı oranda yaklaşarak, özgürce gerçek demokrasi örneğini hayata geçirmeliyiz.

Dünya üzerinde gelmiş geçmiş yönetimler, demokrasiyi her zaman kendilerince şekillendirip, süsleyip halka sunmuşlardır. Yani kendi demokrasilerini kendileri yaratmışlardır. O ülkelere baktığımızda günümüz hariç hepsi ya krallıklarla yönetilmiş, ya da onun benzeri despot yönetimler hüküm sürmüştür. Hâlbuki gerçek demokrasi, halkın kendi kendisini yönetmesi ve kendi yöneticisini seçmesini bizzat bizlerin rehberi kur’an önermiştir. Kur’an bizlerin daha huzurlu, daha mutlu yaşamamız için bizlere yol gösterir, peki bizler bunun farkında mıyız? Hiç sanmıyorum. Çünkü kur’an ile toplumun arasına girilmiştir. Allahın elçisi hesap gününde, benim toplumun kur’anı devre dışı bıraktılar diyeceği uyarısını, kur'an da yapmıyor mu bizlere?


Allah sizleri yönetenleri sizler aranızdan seçmelisiniz diyor, peki peygamberimizden sonra gelen yönetimler ve günümüzde bazı İslam ülkeleri, hala bu ayeti görmüyorlar mı? Elbette görüyorlar, ama işlerine gelmiyor. İşte rabbin ayetlerinin bu yöntemle onlarcasının üzeri örtülmekte ve görmezden gelinmektedir. Bunu yapan toplumların huzur bulması da elbette düşünülemez. İslam ın merkezi saydığımız Suudi Arabistan halkı, ne yazık ki Rahmanın bu emrini yaşayamıyor, peki neden? Yorum sizlerin.

Bizler bu gerçeği çok şükür Atatürk ün sayesinde görebildik. Yoksa kendi yöneticilerimizi hala seçemeyen bir toplum olarak devam edecektik. Geçmişte içlerinden bir Atatürk çıkartamayan İslam ülkeleri daha yeni uyanıp, yöneticilerine isyan bayrağını çekmeye başladılar. Kendi yöneticilerini seçme hakkını istediklerini haykırdılar. İnşallah bu arzuları gerçekleşir.

Yakında seçim var ülkemizde. Seçim telâşesin de liderlerin birbirlerine nasıl sözlerle hitap ettiğine, birbirlerini nasıl suçladıklarına, üzülerek hepimiz şahit oluyoruz. Birbirlerini karalamak adına, basında çıkan haberler, gizli kayıtlar adeta daha önceden hazırlığı yapılmış, çirkin bir çalışmanın, planın ürünü olduğu izlenimini veriyor bizlere. Kanunların kişilere göre esnetilip, görmezden gelindiği bu ortamda yapılacak seçimlerin sonunda, acaba bizlere ne kadar huzur ve mutluluk getirebilir dersiniz? Her şeyi göze alıp, işimize yarayan her delili mubah sayarak, ne olursa olsun mantığıyla seçilmeyi istemek, acaba bizlerin inancına uygun bir yöntem midir?

Allah elçisine dahi yönetimde, şuraya git yani bir iş yaparken bilenlere danış diyorsa, bizleri yönetenlerin kalkıp ta bilenlere hiç danışmadan, araştırmadan sırf kendi nefisleriyle hareket edip, toplumu yönetmeye kalkması, kur’anın öğretisine asla uymaz. Devlet yönetimi ciddiyet ister, araştırmadan kanun çıkartıp, daha sonra kusura bakmayın, yanlış oldu diyerek düzeltilmez. Bu arada haksızlığa uğrayanların vebalini de yüklenmek, büyük sorumluluktur. Önemli konularda Allah yöneticilere seslenerek, şuraya gidin sözüyle, toplumda bir birliğin, beraberliğin sağlanmasını istediği, çok açık değil midir sizce?

Seçim kampanyalarını televizyondan doğrusu izlemek bile istemiyorum. Birbirlerine hitap edişte kullanılan üslup, davranış bundan elli sene önce ailelerin velilerin çocuklarına izletmemeleri gereken sözler ve davranışlar olduğuna inanıyorum. Peki, ne oldu bizim toplumumuza da, tüm bunları normal karşılayıp, hiç tepki vermeden adeta macera filmi seyreder gibi seyrediyoruz. İşte kokuşmuşluğun, yozlaşmanın içimize nasıl girdiğinin kanıtıdır tüm bunlar. İçimize nifak sokanlar, meyvelerini alıyorlar. Bu işi çok iyi başardıkları belli oluyor.

Acaba bizler kendimizi yönetecek kişileri, seçme özelliğine sahip miyiz toplum olarak. İşte bu soruya eğer doğru cevap bulabilirsek, doğru tespitte bulunursak, sanırım bizlerde doğru yöneticilerimizi seçebiliriz. Doğru bir seçim yapabilmemiz için, önce düşünmeyi, yani aklımızı devre dışı bırakmamamız gerekir. Eğer düşünmeden özgürce oyumuzu kullanmayıp, sırf birilerinin isteği, işareti doğrultusunda, topluca seçme hakkımızı kullanıyorsak, buna seçme özgürlüğü, yani demokrasi değil, ancak güdülenmiş bir toplumun, sonucu belli olmayan hareketleri diyebiliriz. Güdülenmiş toplumlar, yaptıkları eylemlerin büyük çoğunluğunun farkında değildir. Genelde öne çıkarılan gözle görülen, toplumun istediği hoşuna giden konularıdır. Fakat güdülenen toplumlar, asıl amacın ardındaki niyeti asla bilemezler. Bu yol ve yöntem toplumları huzura ve mutluluğa götürmeyeceği gibi, tehlikeli sonuçları da olacaktır.

Yakında yapacağımız seçime, toplumumuz acaba bu konuların farkında olarak mı giriyor. Bunun bilincinde mi halkımız? Doğrusu yorum yapmak istemiyorum. Hepimiz şunu unutmamalıyız, bu konularda da Rabbimin imtihanından geçtiğimizin, bilincinde olmalıyız. Yaptıklarımız geleceğimizin teminatı olacaktır. Bizleri yönetmeye aday kişileri, futbol takımı tutar gibi değil, bu konuda ehil olanları seçmeliyiz. Çünkü Allah kendinizi yönetecekleri, ehil insanlardan seçiniz diyorsa, düşünmeden yapacağımız yanlışların sonucuna da, katlanmasını bilmeliyiz.

Rabbimden dileğim önümüzdeki seçimler, aklın ve mantığın öne çıktığı, güdülenmeden özgür irademizle vereceğimiz bir kararın, aydınlık sonucu olur inşallah ülkemize.

Saygılarımla...

11/15/2024



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***