Vaktiyle bulundupu yerde geçim sıkıntısı dürüst ve temiz yaratılışlı genç bir adam bir gün memleketine çok uzakta bulunan bir şehir merkeizine giderek iş bulup çalışmaya, kendine yeni bir hayat düzeni kurmaya karar verdi. Bu niyetle vakit kaybetmeden hazırlanıp yola koyuldu. Genç adam bu yolculuğu sırasında izahı kendisi için imkansız birtakım olaylarla karşılaştı:
Bazı kimseler bir tarlaya buğday ekiyorlar, hasat ediyorlar, sonrada bunları ateşe verip yakıyorlar.
İkinci olarak bir adam gördü. Büyük bir taşı kaldırmaya çalışıyor, kaldıramıyor; ama bu taşa bir tane daha ekleyince kaldırabiiyor, bir üçüncüyü ekleyince daha daha da rahat kaldırabiliyor.
Üçüncüsü de şu idi:Bir adam koyuna binmiş, onun üzerine birkaç kişi daha binmiş koşturuyorlar, arkalarından birileride onlara yetişmek için çabalıyor; ama yetişemiyordu.
Adam bunlarla kafası karışmış bir halde uzun yolculuğun nasıl geçtiğini anlamadan şehrin kapısına geldi.Burada nurani bir ihtiyar kendisini durdurup nereden geldiğini yolculuğun nasıl geçtiğini sordu.Adam her şeyi anlattı ve yolda karşılaştığı anlaşılmaz hadiseleri de serüvenine ekelmeyi unutmadı. Bunun üzerine ihtiyar bu genç adama rastladığı olayları birbir açıkladı:
"Senin yolda ilk rastladığın buğday ekip hemen hasat eden ve sonra ateşe verip yakan insanlar, iyilik edip de onu sağda solda konuşarak değerini sıfıra indiren insanları simgeler.
Taş kaldırmaya çalışan kimse için şunu anlatır: İnsana ilk işlediği günah ağır gelir, onun altında ezilir. Ama tövbe etmeden başka günahlar işlemeye devam ederse günahları ona hafif gelmeye başlar.
Koyun ve ona binenlere gelince ...... Koyun cennet hayvanıdır, sırtındakileri cennete taşımaktadır. Koyuna ilk defa binenler alimdirler, onlardan sonra binenler her sınıftan müminlerdir. Bunlara yetişmek için koşanlarda inanmayanlardır