REKLAM

Paylaş:
RSS 1.0     RSS 2.0

Toplam bakislar: 1777 - Toplam yanitlar: 1

GONDEREN: SuKuT on 12/24/2010 12:01:31


Müslüman kalp kırmaz...‎


Müslüman, her bakımdan örnek insan demektir. Her işinde Allah’tan korkar,
titrer. Allahü teâlânın sevgisine kavuşturacak işleri yapmak için çırpınır.
Sabredici, affedicidir. Her geçimsizlikte, sıkıntıda kusuru kendisinde
görür.

Her işte Allah’ın rızâsını düşünür. Kimseyle münakaşa etmez. Kalbleri
“Allah’ın evi” bildiği için bir kalbi incitmekten çok korkar.

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Bir Müslümânı haksız yere incitmek, Kâbe’yi yetmiş kere yıkmaktan daha
günâhtır.)
Her ne şekilde olursa olsun kalb kırmaktan son derece kaçmalıdır! İmâm-ı
Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:

“Kalb, Allahü teâlânın komşusudur. Allahü teâlâya kalbin yakın olduğu kadar
hiçbir şey yakın değildir. Mü’min olsun, kâfir olsun, hiçbir insanın kalbini
incitmemelidir! Çünkü, kâfir olan komşuyu da korumak lâzımdır.


Sakınınız, sakınınız, kalb kırmaktan pek sakınınız! Allahü teâlâyı en ziyâde
inciten şey küfürdür. Küfürden sonra kalb kırmak gibi büyük günâh yoktur.
Çünkü, Allahü teâlâya ulaşan şeylerin en yakın olanı kalbdir.


İnsanların hepsi, Allahü teâlânın kullarıdır. Herhangi bir kimsenin kölesi
dövülür, incitilirse, onun efendisi elbette gücenir. Her şeyin her insanın,
biricik mâliki, sâhibi olan Allahü teâlânın şânını, büyüklüğünü
düşünmelidir!”

Kendini kusurlu görmek...
Müslümân, herkesin iyi olmasını ister. Kendisini kusurlu görür, başkalarının
kusursuz olmasını ister. Bunun için herkese iyiliği tavsiye eder. Bu
tavsiyeyi hâl ile de yapar. İslâm’ın güzel ahlâkına uyarak örnek olur.
Herkese tatlı dil, güler yüz göstermek, kimseyi incitmemek, kalbini
kırmamak, malına, ırzına göz dikmemek, kanunlara karşı gelmemek Müslümânlık
icabıdır.

İslâmiyeti, emirlerini, yasaklarını beğenmeyen kimseler, iyiyi güzeli
anlayamayan zavallılardır. Bunlara acımalı, anlayabilecekleri bir lisan ile,
iyiyi, kötüyü ve güzeli, çirkini bildirmelidir! Kalb kıracak, fitne
çıkaracak şeyler söylememelidir!..

Dargın durmak da kalb kırılmasına sebep olur. Kendine zulm edeni affetmeli,
bu sebeple karşılık vermemeli ve ona darılmamalıdır! Dargın ise hemen
barışmalıdır.

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Sana darılana git, barış! Zulmedeni affet! Kötülük edene iyilik et!)
Kendimiz yüzde yüz haklı bile olsak, eğer karşımızdaki mü’min özür
dilemişse, özrünü kabûl etmelidir! Özrü kabûl etmek ve kusurları affetmek,
Allahü teâlânın sıfatlarındandır. Özür beyan eden Müslüman kardeşinin özrünü
kabûl etmemek, sû-i zan olur. Müslümâna sû-i zan ise câiz değildir.

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Sû-i zan etmeyiniz! Sû-i zan, yanlış karâr vermeğe sebeb olur. İnsanların
gizli şeylerini araştırmayınız, kusûrlarını görmeyiniz, münâkaşa etmeyiniz,
haset etmeyiniz, birbirinize düşmanlık etmeyiniz, birbirinizi
çekiştirmeyiniz, kardeş gibi sevişiniz! Müslümân Müslümânın kardeşidir. Ona
zulmetmez, yardım eder. Onu kendinden aşağı görmez.)

Karşımızdaki insanı kendimizden aşağı görmek kibirlenmek olur. Kibir ise
büyük günâhtır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ buyuruyor ki; kibriyâ, üstünlük ve azâmet bana mahsûsdur. Bu
ikisinde bana ortak olanı Cehenneme atarım, hiç acımam.)

Kalb kırıcılığı, geçimsizliği sebebiyle idâre edilenlerden, zoraki ikrâm
edilenlerden olmamalıdır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Kıyâmette, en kötü yerde bulunacak kimse, dünyada zararından korunmak için
ikrâm olunandır.)

Sert ve kırıcı konuşmak!
Kalb kırmağa sebep olan kötü huylardan biri de münâkaşadır. Hadîs-i şerîfte,
(Haklı bile olsa, münâkaşadan vazgeçmedikçe, kişinin imânı tamam olmaz)
buyuruldu. Sert ve kırıcı konuşmaktan kaçmalıdır.

Hadîs-i şerîfte, (Allahü teâlâ, her zaman yumuşak söylemeyi sever)
buyuruldu. Her çeşit kötü huydan uzak durmalıdır. Hadîs-i şerîfte, (Allah
katında kötü huydan büyük günâh yoktur) buyuruldu. Kötü huyu bırakıp güzel
huylu olmağa çalışmalıdır!

Her çeşit kötülükten kaçarak iyi insan olmalıdır. Peygamber efendimiz
ümmetine hitaben (İnsanların en iyisi, insanlara iyilik edendir. İnsanların
en kötüsü, insanlara zarar verendir) buyurdu.

O halde her Müslümân imânı düzelttikten sonra, iyi insan olmağa, insanları
sevindirmeğe çalışmalıdır! Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Bir kimse, bir mü’min kardeşini sevindirirse, Hak teâlâ o kimsenin kalbini
kıyâmet gününde ferahlandırır.)
***
Bir Müslümana “Al şu kazmayı ve Kâbe’yi yık!” deseler, vereceği tepkiyi
tahmin edebiliyorsunuz değil mi? Halbuki bir mümini incitmenin bundan yetmiş
kat daha günah olduğunu Resulullah efendimiz buyuruyor, ancak idrak
edemiyoruz!

Evet, kalp kırmamak ve iyi insan olmak nasip meselesi. Allahü teala
aklımızı, fehmimizi (anlayışımızı artırsın !
AMİN

Alıntı.......

saygılarımla..





--------------------------------------------------------------





GONDEREN: Sevgi_Emek_ister on 12/24/2010 15:07:45


Amin...


Paylaşımın İçin TşkLer...  Emeğine  Ellerine  Sağlık...


Çalinan Her Kapı Hemen Açilsaydi Ümidin Sabrin ve İsteğin Derecesi Anlaşilmazdi. Kapilar Açilana Kadar İsteyip Direnip Sabredip Sonrada Olmuyor Demeden Rabbim Verene Kadar Beklemeliyizki İmtihanin Anlami Olsun. Rabbim İçin Olmayacak Şey Yoktur Ol der OluVerir. Yeterki İstemesini Bilip İstedikten Sonrada Beklemesini Bilelim...  Not : Yüce Rabbim Hiçbir Kuluna Taşiyamayacaği Yükü Derdi Vermez ve Verdiği Herderdin Bir Dermani Vardir  Dermani Olmayan Dert Dert Değildir Zaten Yeterki İsyan Etmeden Sabirla Beklemesini Bilelim ve Unutmayalimki Sabir Mutluluk ve Ferahlik Kapisinin Anahtaridir... <--- Sevgi_Emek_ister





--------------------------------------------------------------
Back To Top
09/29/2024



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***