REKLAM

Paylaş:
RSS 1.0     RSS 2.0

Toplam bakislar: 1796 - Toplam yanitlar: 0

GONDEREN: YaQuZa on 12/17/2010 16:19:13


 “Bir ülkede kısa boylu insanların gölgesi uzuyorsa, o ülkede güneş batıyor demektir.” Türkiye’de gölgesi boyundan uzun insanların çokluğunu gördükçe bu sözün tam anlamıyla ülkemiz için söylenmiş olabileceğini düşünmeye başladım. Nasıl düşünmeyeyim ki?

-         Türklüğe küfredenler el üstünde tutuluyorsa,

-         Bölücülüğünü her fırsatta tescilleyenler itibar görüyorsa,

-         Terör örgütüne muhabbet beslemek “hak”tan sayılıyorsa,

-         İmralı canisine özlem duyanlar gözyaşlarıyla anılıyorsa,

-         Devlete taş atanlar şeker, çikolata veya ayakkabıyla cezalandırılıyorsa (!)

-         Terörist cenazeleri için devlet imkânları seferber ediliyorsa,

-         Türk’e “soykırımcı” diyenlerin eserleri ödüllendiriliyor ve çok rağbet görüyorsa,

-         Millî ve manevi değerlerimize sövmek “fikir özgürlüğü” oluyorsa,

-         Askere, polise kurşun sıkanlar kahramanlaştırılıyorsa,

-         Varlık teminatımız olan Türkçemiz şehirlerimizden, köylerimizden siliniyorsa,

-         Bütün bunları devlet seyrediyor, hatta birçoğunu gururla destekliyorsa,

-         “Türk’üm!” diyenler ve bununla gurur duyanlar faşistlikle suçlanıyorsa,

-         İstiklal Marşımız ve Andımız “ırkçı” ögeler içerdiği gerekçesiyle zorunlu olmaktan çıkarılıyorsa,

-         Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde diğer dinlere de hoşgörüyle yaklaşma fikri aşılanıyorsa,

-         Ders kitaplarından “düşmanlık” içeren ifadeler atılıyorsa,

-         Türk milliyetçileri bütün devlet kurumlarından alaşağı edilmeye çalışılıyorsa,

-         Bir öğretmen hilal bıyıklı olduğunda suçlu, küpe taktığında çağdaş oluyorsa,

-         Sokak hayvanları için bile gösterilen hassasiyet, dünyanın çeşitli yerlerindeki mazlum Türkler için gösterilmiyorsa,

-         Filistin’e ağıt yakan, Gazze için gözyaşı dökenler Doğu Türkistan için burun kıvırıyorsa,

-         Şehitlerimize “kelle”, bebek katiline “sayın” demek toplumda hiçbir karşılık görmüyorsa,

-         Bir futbol maçı için bir araya gelen, aç-susuz kalan hatta birbirini boğazlayan on binler, millî ve manevi meselelerde bir araya gelemiyorsa,

-         Devletimizin kuruluşunda başrol oynayan milliyetçilik figüranlaştırılıyorsa,

-         Televizyon dizilerinde; vatan, millet sevdasıyla yanıp tutuşan, milletimizin öz evlatları “öcü”; Rusya’ya, Çin’e destan yazanlar özgürlük kahramanı olarak gösteriliyorsa,

-         Türk milliyetçileri marjinal, Kürtçü bölücüler orijinal oluyorsa,

-         “Dindar” idareciler Türk milliyetçilerine sırt çevirirken, eski tüfek İslam düşmanlarının sırtını sıvazlıyorsa,

-         Terör propagandası yapmak “demokratik hak”, hükümeti eleştirmek “Ergenekon”culuk anlamı taşıyorsa,

-         İnançlarını yaşamak isteyen milletimiz her türlü hakarete maruz bırakılıyorsa,

-         Başörtüsü meselesi “dindar” idareciler tarafından “altın yumurtlayan kaz” olarak görülüyorsa,

-         Namaz kılmak “yobazlık”, bale yapmak “çağdaşlık” oluyorsa,

-         Ahlaksızlık basın-yayın organları tarafından meşrulaştırılıyor ve devlet buna seyirci kalıyorsa,

-         “Dindar” yöneticiler devlet imkânlarını kullanarak oy avcılığı yapıyorlarsa,

-         Adam kayırma, rüşvet ve torpil hadiseleri “dindar” yöneticiler zamanında katlanarak artıyorsa,

-         Papalığın “hizmet”inde olmaktan şeref duymak, İslamiyet’e “hizmet” olarak sunuluyorsa,

-         Millet iradesi iki koli makarna ve on torba kömüre satın alınıyorsa,

-         “Hepimiz Ermeni’yiz” diyenler barış ve kardeşlik yanlısı, “Hepimiz Türk’üz” diyenler “ırkçı” olarak nitelendiriliyorsa,

-         Tarihin şahitliğinde millî simgemiz olan bozkurt, “kangal” muamelesi görüyorsa,

-         Millî Eğitim Bakanlığı “millî” olan her şeye karşı tavır alıyor, Kültür Bakanlığı da sürekli başka kültürlere hizmet ediyorsa,

-         Kılıktan kılığa, kimlikten kimliğe bürünen koltuk sevdalıları bir türlü Türk kimliğine ısınamıyorsa,

-         İhanet içerisinde yaşayan ve öylece ölen zavallılar yıllar sonra kültür elçisi olarak takdim ediliyorsa,

-         Türklüğe ömrünü vakfetmiş nice değerli şahsiyet bir nebze olsun itibar görmüyorsa,

-         Zengin, daha zengin; fakir, daha fakir hâle gelirken yöneticiler kişi başına düşen millî gelirin artışıyla övünüyorsa,

-         Şehit kanlarıyla sulanmış vatan toprakları Türk ve İslam düşmanlarına peşkeş çekiliyorsa,

-         Onlarca devlet kuruluşu, kâr etmelerine rağmen, “özelleştirme” adı altında Yahudi şirketlerine teslim ediliyorsa,

-         Avrupa Birliği için eğilip bükülürken, Türk Birliği hiç akıllara bile getirilmiyorsa,

-         …..se,

-         …..sa,

-        

Bütün bu saydıklarımı, bu toprakları “vatan”laştıran Türk milleti seyrediyor ve hiçbir şey yapamıyorsa bu ülkede güneş batıyor demektir. Bırakın Kürşad olmayı, onun 39 yiğidinden biri olmaktan bile korkan bir millet Türklük güneşinin batışını seyretmekten zevk duymuyorsa bile, o güneş battıktan sonra çok büyük bir acı duyacaktır.





--------------------------------------------------------------
12/26/2024



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***