REKLAM

Paylaş:
RSS 1.0     RSS 2.0

Toplam bakislar: 939 - Toplam yanitlar: 0

GONDEREN: SuKuT on 12/14/2010 11:25:52


HERŞEYİ HAYRA YORMAK

Olayları hayır gözüyle değerlendirememek, sürekli tedirginlik içinde ve korku dolu olmak, ümitsizlik, hüzünlü ve duygusal bir yapı, imanın kalbe tam oturmamış olmasının alametlerindendir. Müminin ise hayatı boyunca hiçbir şeye üzülüp, karamsarlığa kapılmaması, Kuran ahlakını doğru anladığının göstergelerindendir.

Olayları hayra yormak aslında toplumun büyük çoğunluğunun aşina olduğu bir deyimdir. İnsanların pek çoğu günlük hayatlarında sık sık "vardır bir hayır" ya da "hayırdır inşaAllah" gibi sözleri kullanırlar. Ancak bu kullanım genellikle ya ağız alışkanlığından ya da bu sözlerin halk arasında gelenekselleşmiş olmasından kaynaklanır. Yoksa bu insanların büyük çoğunluğu hayra yormanın gerçek anlamda ne ifade ettiğinin ve bu sözün bir deyimin ötesinde yaşama geçirilebilecek nitelikte bir anlam taşıyabileceğinin bilincinde değildir.
Oysa insanın iyi ya da kötü, olumlu ya da olumsuz gibi görünen tüm olayları her ne olursa olsun mutlaka hayra yorması, Allah'a karşı duyulan samimi imandan ve önemli bir gerçeği bilmekten kaynaklanan güzel bir ahlak özelliğidir. Ve bu gerçeğin farkına varmak da insana dünyada ve ahirette büyük kazanç sağlayan, kişinin hayatına huzur ve esenlik getiren bir konudur.
Olayları hayır gözüyle değerlendirememek, sürekli tedirgin, korku dolu olmak, ümitsiz, karamsar ve duygusal bir yapı ise, imanın kalbe tam oturmamış olmasının alametlerindendir. Müminin ise hayatı boyunca hiçbir şeye üzülüp, karamsarlığa kapılmaması, Kuran ahlakını doğru anladığının bir göstergesidir. Allah'a iman eden bir insan terslik veya hata gibi görünen bir olayla karşılaştığında, aslında bunun kendisi için mutlaka en hayırlısı olduğunu bilir. ( Harun Yahya, Adamlık Dini, 4.b., İstanbul: Global Yayıncılık, Kasım 2001 )
"Aksilik", "terslik", "keşke" gibi kelimeleri ise kadere olan inancından dolayı hayatından tamamen çıkarmıştır. Yani, "bu olay hikmetli ve hayırlı, fakat bir dahaki seferde aynı hatayı yapmayayım, şu an öğrendiğim şekilde doğrusunu yapayım" şeklinde bir bakış açısı içinde olmalıdır. Tekrar aynı zorlukla karşılaşırsa veya aynı hataya düşerse, yine hayır ve hikmetle yaratıldığını aklından asla çıkarmamalı ve "bir dahaki sefere doğrusunu yapayım" diye tekrar niyet etmelidir. Hatta aynı olay defalarca tekrarlansa da yine Müslüman için bunun hayır olduğunu bilmelidir; çünkü tüm olaylar en küçük ayrıntısına kadar Rabbimiz'in kontrolündedir.
Ahirette Pişman Olmamak

Bir insanın herşeyde hayır olduğunu kabul edip kalbinin mutmain olması ise Rabbimiz'den gelen hayır ve hikmetin kesintisiz devam ettiğini bilmesi ile gerçekleşir. Bu hakikati kavramak dünyada mümin için büyük bir nimettir. Dinden uzak, inkar içindeki insan olumsuz gözüken her olayı kendi aleyhinde yorumladığı için sürekli sıkıntı içindedir. Mümin ise sürekli hikmet ve hayrın sevincini yaşar.
Olayları şerre yorarak Kuran ahlakına uygun tavır gösterememek insanın ahirette mahçup olmasına neden olabilir. Çünkü, Allah'ın belirlediği kader bütün olarak kusursuz yaratılmıştır. Milyonlarca olaydan oluşan bu bütünde, hayır gözüyle bakan insan için sadece güzellikler, hayırlar ve hikmetler vardır. Kendisi o an bu hayrı göremiyor olabilir; ama önemli olan herşeyin hayırla yaratıldığına kesin olarak inanmaktır.
Ne var ki insan kimi zaman aceleci yapısı nedeniyle karşılaştığı olaydaki hayrı hemen görmek ister. Eğer bunu o an için göremezse, kendisinin zararına olacak şeylerde ısrarcı ve inatçı bir tavır sergileyebilir. Allah Kuran'da insanın bu aceleci yönünü şöyle bildirilmiştir: "İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan pek acelecidir." (İsra Suresi, 11)
Oysa insanın kendince doğru ve iyi gördüğü şeylerde ısrar etmesi, bunlara ulaşmak için acele etmesi, hırsa kapılması değil, Allah'ın, karşısına çıkardığı olaylardaki hikmetleri ve hayırları görebilmek için çalışması gerekir. Örneğin, bir insan maddi imkanlarının genişlemesini çok istiyor ve bunun için çaba harcıyor olabilir. Ancak tüm çabasına rağmen bu isteği gerçekleşmeyebilir. Bu durumu kendisinin aleyhine değerlendiren insan yanılır. Elbette herkes Allah rızası için kullanmak üzere kazanç elde etmek için çaba gösterip dua edebilir. Ancak bu gerçekleşmiyorsa bunda büyük hayırlar vardır. Belki belirli bir olgunluğa ulaşmadan elde edeceği zenginlik, o kişiyi Allah yolundan saptıracak, şeytanın tuzağına düşürecektir. Böyle bir olayın ardında, insanın yakın zamanda görebileceği veya ancak ahirette kavrayabileceği buna benzer daha pek çok hayır gizlenmiş olabilir.
Her insan yaşamında ilk bakışta ters gidiyor gibi görünen olaylarla karşılaşmış, daha sonrasında ise olayların böyle gelişmesinin ne kadar hayırlı olduğunu görmüştür. Ama şunu unutmamak gerekir ki, kişi ilk bakışta terslik gibi görünen bu olayların hayrını henüz kavrayamamış da olabilir. İnsan belki bir olayın hayrını seneler sonra öğrenebilir veya hiç öğrenmeyebilir. Belki de Allah, karşılaştığı zor bir durumun hayrını ona ahirette gösterecektir. Sonuç olarak tevekküllü ve kadere teslim olmuş bir insanın yapması gereken, her olayı -hikmetini kavrasın veya kavramasın- hayır gözüyle değerlendirmek ve Allah'tan razı olmaktır. (Harun Yahya, Herşeyde Hayır Görmek, 2.b., İstanbul: Global Yayıncılık, Şubat 2002)
Tevekkülsüzlük İman Zayıflığıdır

Ancak şunu da özellikle belirtmek gerekir ki "hayır gözüyle bakmak", olayları görmezlikten gelmek, umursamamak ya da aşırı iyimser davranmak demek değildir. Tam tersine, mümin karşılaştığı olaylarda elinden gelen tüm tedbirleri almakla, her yolu denemekle yükümlüdür. Bunun mutlaka gözönünde bulundurulması gerekir. Cahiliye ahlakında farklı anlayışlar geliştiren olaylara kayıtsız kalan ve son derece umursamaz davranan, her olayı aşırı iyimser değerlendiren belli bir kesim vardır. Böyle insanlara toplum içerisinde genellikle "hayata pembe gözlüklerle bakıyor" denilir. Bu kişiler hem olaylara karşı umursamaz yaklaştıkları hem de çözüm getirmek yerine çocuksu bir iyimserlik ve saflıkla hareket ettikleri için akılcı tavırlar gösteremezler. Allah bir ayette şöyle bildirir.
"Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır. Öyle ki, elinizden çıkana karşı üzüntü duymayasınız ve size (Allah'ın) verdikleri dolayısıyla sevinip-şımarmayasınız. Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez."
(Hadid Suresi, 22-23)


 





--------------------------------------------------------------

11/17/2024



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***