Aklım karışık.Duygularım duygusuzlaşmış.Can sıkıntımın,ruhumun yaratıcısını arama sürecinde neme lazımlarından kaynaklandığınıda bilirim halbuki.Hep canım sıkılır ve hep tövbe eder,huzur bulurum sonuçta.
Ama yinede ruhumdaki gel gitlerin nihayet bulacağı zamanı içten içe merak eder dururum,hafif bir ürkeklikle belkide korkarak.
Gel gitler son bulduğunda ben, yeni beni merak eder dururum bu sefer, belkide herkes gibi.Ve derin düşüncelere dalar giderim gecenin sessizliğinde.Acaba her insan kuru bir yaprağın ,ıslak bir toprak parçasının veya en basit gibi görülen şeylerin kıymetini takdir edebiliyormu diye düşünürüm.
Sonsuzluğu düşünürüm............................................................................düşünemem.
Çocugum gelir aklıma,kalkar usulca bakarım üstü açılmışmı diye.Onu Veren'i düşünürüm bu sefer......Tarifsiz bir huzur kaplar içimi.
Beni Seviyor, sevmese, benim için, varlık alemindeki en kıymeti bana verirmiydi diye düşünürüm.sonsuz bir huzur kaplar içimi......
Rasulüm gelir aklıma rasulümü düşünürüm......
O'nu ALLAH için her şeyden daha çok sevdiğimi düşünürüm......
Akıl bu neler geliyor hatrına.
Şİmdide suları ıslatamayan şair geldi iyimi....
Yer çekimine inat gök çekimine nazire yazmıştı bir başka şiirinde.
Endülüse ağıt yazan şaire nedemeli ya.Aşıkları ağlatan ney sesi eşliğinde, Endülüsteki ateşi yüreklerimize düşüren....
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum...
Ben yine düşünüyorum ve üşüyorum bu sefer.
Hasılı huzur bulmaz bu düşünceler Vuslata ermedikçe biliyorum.....