REKLAM

Paylaş:
RSS 1.0     RSS 2.0

Toplam bakislar: 967 - Toplam yanitlar: 0

GONDEREN: SuKuT_ on 11/03/2010 11:36:13


İnsan Fıtratı ve Bilgiye Hazır Olma

İnsanın tüm hayatını aldığı eğitim üzerine şekillendirecek oluşu ve bu hayatında ebedi hayatını belirleyici rol oynaması bakımından eğitim üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.

İnsanı insan yapan değerlerin öğrenilmesi eğitimle mümkündür. Dini ve ahlaki değerlerin kazanıldığı yerin temeli ise ailedir. Bu durumda aileyi oluşturacak bireylerin yani nesile eğitim verebilmesi, değerlerin doğru biçimde aktarılması yönünden de öne eğitime kandilerinden başlamaları gerektiğini gösterir.

Herşeyden önce müslüman olarak , kendi insan modelimizi çağın durumunuda hesaba katarak sahih bir şekilde ortaya koyabilmemiz şarttır. İnandığı gibi yaşayan insanlar inşa edebilmek içinse öncelikle insan ve yaratıcı münasebetlerinin sağlam bir zeminde durması , daha sonra vahye teslimiyet doğrultusunda üzerine değerler üretilmesi gerekir. Bireyleri değer üretecek konuma getirmek , sadece bilgi yüklemekle olmamalıdır. Bilgi esas olan güçtür; ahlaka ve davranışa dönüşebildiği oranda ancak işe yarayabilir. Kuran'ın rehberliğinde varlığın da sebebi anlaşılırsa o zaman bilgi hayata dönüşebilir. Bu yüzden insanın iyiye güzele ulaşabilmesi için hayatını , bir eğitim süreci olarak algılaması gerekir. Bu sürece verilen değerin oranı kadar , insan için fıtratı anlama ve hayatı emirler doğrultusunda yaşayabilme o kadar iyi gerçekleşebilir.

İnsanın bugününün , dününden bir adım önde olması yani ziyanda olmaması için kendini tanıması, bilmesi ve kendini eğitmesi gerekir. Kendini tanıma ise fıtratı tanımayla olabilir. İnsanın fıtratına yakınlığı kadar doğru olabildiği düşünülürse herşeyden önce kendini olabildiğince fıtratını tanıması gerektiğinin önemi anlaşılır.

İnsan fıtratı çeşitli yetenekler , kabiliyetlerle donatılmıştır. Varolan yeteneklerin kullanımı, insanı insan olabilme yolunda iyi yerlerde tutabileceği gibi ,bu yeteneklerin yanlış yönlendirilmesi veya hiç kullanılmaması insanı daha düşük seviyelere taşıyacaktır. Fıtratın aynı kaynaktan geliyor oluşu tüm insanların müşterek iyi ve kötülerinin olmasına sebeptir. İnsan hem iyi hem de kötüyü bu fıtratta barındırır. Ancak doğruya ve iyi olana herzaman meyillidir. Emirler ise zaten her zaman iyi ve iyi olandan yanadır. Burada önemli olan, fıtratın getirdiği iyi olan tarafı iyi kullanabilme kötü olan tarafın ise islahıdır. Davranışlara sınır koyma ile olur ve bu da eğitimle mümkündür ki bizim asıl sorumluluğumuzda buradadır. Çağın getirdiği alışkanlıklar, kalıplar karmaşasının içinde her tutum ve davranış yeniden açık bir bilinçle tahlil edilmeli ve sorgulanmalıdır. Şüphesiz bunu yaparken ölçüt Allah'ın koyduğu emirler temel alınmalı, aynı doğrultuda gelişmelidir. Fıtratın eğitimle olgunlaştırılması gerekir. İnsan olabilmenin gerçek onuru ve anlamıda ancak böyle kazanılabilir.

İyiyi kötüden ayırd etme vicdani bir hisle ve akılla mümkündür. Akletmek , düşünmek, doğruyu eğriden ayırd edebilmek , eğriden uzaklaşmak ve doğruya yönelmek ise zaten verilen yeteneklerdir. Yratılış amacındaki imtihanın kazanılması için insanın önüne koyması gereken rehber ise hakikattir. İnsanın tüm varlığı ile doğru yaşaması bu hakikatlerin doğru anlaşılması , anlamlandırılması haytla birleştirilmesi ile mümkündür.

Hakikatin anlaşılması yolunda , insan kendisinde bunu anlayacak bir takım hazırlıklar yapmalıdır. Öncelikle bilgiyi kabul edebilmesi için fikir, düşünce alıcılarını açık tutması ve en önemlisi bilgiye hazır olması gerekir. İnsan sorduğu sorularla kendisi ile yüzyüze gelmeli ve en önemlisi bigiye hazır olması gerekir. Belkide bazı şeyleri anlayamamanın önündeki engel insanın kendisi, önyargılarıdır ve ilk açılması gereken perde önyargı perdesidir. Açılmadığı takdirde tüm hakikat adımları, yanlışlar ve doğrular karmaşası üzerine kurulacaktır ki bu da ; insanın benliğinde zarara neden olacaktır. Benliğinde, yanlışlardan arındırılmış olması gerekir. Bu noktada insan kurtuluşa kendisini hazırlamalı ve buna karara vermelidir.

Hakikate henüz hazır olmayan veya anlamaya çalışmayan birinin zaten bu tür sorunları olmayacağı gibi kendisine anlatılanı da anlamayacaktır. Doğru olana karşı ilgisizdir ve buna ilgisiz olması onu dış dünyaya, kendisinden sonraki nesile, en kötüsü fıtratına yabancılaşmasına neden olacaktır. Böyle bir insan artık "kendinden başka bir şey olmak durumundadır". Tüm perdeleri kapatmış, karanlıkta oturan birisi gibidir.

İnsan artık anlamak için kalbin ve aıl penceresinin önündeki perdeleri kaldırıp tüm samimiyeti ile hakikate yönelmelidir. Önüne sunulan hakikat yolları ne kadar çeşitli olursa olsun, bu hazırlıklar tamamlandıktan sonra her zaman doğruyu seçecek aksi olduğu takdirde kendisini vicdani bir muhasebenin içinde bulacak ve bu da yine onu sahih doğruya yöneltecektir. Bu süreç içerisinde bunları yapabilmek, hakikate ulaşmak yolundaki insanın kendisiyle olan bu münasebetinde eğitimli olma ve kendisini eğitebilme önemli unsur olur.





--------------------------------------------------------------
RAHMAN ve RAHİM olan ALLAHın adı ile ..
11/17/2024



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***