|
SITE DISINDA
Kadin 40 Yasinda rize Turkiye |
|
UYELIK TARIHI: |
01/07/2010 |
SON GIRIS: |
12/20/2013 02:26:35 |
|
SON VEDA
Ask yüregimde çaglayan deniz
Ask dudaklarimdaki son dua
Ask ulasamadigim duygular
Ask sensiz yasanmayan
Ask gecenin parlayan yildizi
Ask günle dogan kizgin Günes
Ask yüregimdeki tik tak sesi
Ask tek yol sana uzanan
Ask cigerlere cekilen nefes
Ask dudaklarda duyulan ses
Ask bazen altin bir kafes
Ask sen varsan güzel olan
Ask hissedilirse gözlerde parlayan
Ask terkedildiginde
terkedildiginde zehirli bir yilan
Ask tadamadiginda baldan tatli her zaman
Ask zehir zemberek kaçtiginda avuçlarindan
Ask dogmak yeni bir hayata
Ask konmak kelebek gibi daldan dala
Ask dolanmak akli bir karis havalarda
Ask seninle basladi ve bitti buralarda
Ask köledir esiri olmaz
Ask ölümdür tabutu olmaz
Ask fakirdir ekmegi olmaz
Ask beterdir halden anlamaz
Ask delidir dengesi olmaz.
|
|
Kıskançlığımı Hoş Gör Cennet Yüreklim...
Bir garip boşluk içimde... Suskunluklarımı biriktirdim sessizce... Ve artık mutluluk kokan gülüşlerim yok yüzümde.. Bir yorgunluk taa içimde.. Vazgeçmişliklerim var vazgeçemesem de .. Kaderden bir bekleyiş olmayacağını bile bile..ama yinede ümitleniyor insan ışte.. Anlamıyor ki yürek... Söz geçmiyor ki ne kalbe ne kadere .. Dedim ya suskunum bu günlerde.
Kaleme kuvvet,dile yürek gerek..! Ha bugün ha yarın diye beklemek yok , varsa bir cümlen acilen söylemek gerek....! Susa susa yaşanmaz,kelimeleri uçurmak gerek.. Varsın anlaşılmasın hiç bir cümlemiz, kendimizle konuşmamız gerek.... Yaza yaza susun, çığlık atmak için sese ne gerek..?? Bir el, bir yürek..!!! Bize sadece bir seven gerek. Sessiz
sessiz yazın şimdi.. Seslice okuyan vardır elbet.
HERŞEYDE SEN GİZLİ
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...
SANA BAKMAK
her şey yapılabilir
bir beyaz kağıtla
uçak örneğin uçurtma mesela
altına konulabilir
bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
sallanan bir masanın
veya şiir yazılabilir
süresi ötekilerden kısa
bir ömür üzerine.
bir beyaz kağıda
her şey yazılabilir
senin dışında
güzelliğine benzetme bulmak zor
sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
her şeyden
bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor
belki tabiattadır çaresi
senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
ve benim
bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan
ama anlatamam
toprağın güneşle konuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla
sen bana ışık ver yeter
bende filiz çok
köklerim içimde gizlidir
gelen giden açan soran bere budak yok
bir şiir istersin
“içinde benzetmeler olan”
kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar
güzel bir şey yok
uzun bir yoldan gelen
tedariksiz katıksız bir yolcuyum
yaralı yarasız sevdalardan geçtim
koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
her şeyi anlattım
olan olmayan acıtan sancıtan
bilsem ki sana varmak içindi
bütün mola sancıları
bütün stabilize arkadaşlıklar
daha hızlı koşardım
severadım gelirdim
gözlerinin mercan maviliğine
sana bakmak
suya bakmaktır
sana bakmak
bir mucizeyi anlamaktır
sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
aşk sorgusunda şahanem
yalnız kelepçeler sanıktır
ne yazsam olmuyor
çünkü bilenler hatırlar
hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar
bahçıvanlar değil tüccarlardır
sen öyle göz
sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
sen teninde cennet kayganlığı iken
sana şiir yazmak ahmaklıktır
bir tek söz kalır
dişlerimin arasından
ben sana gülüm derim
gülün ömrü uzamaya başlar
verdiğim bütün sözler
sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim
gül sana benzediği için ölümsüz
yazdığım bütün şiirler
sana başlayan bir kitap için önsöz
sana bakmak
bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
allah’a inanmaktır.
|
|
|