Ne gidene dur demek ne geleni beklemek;
Ömrümüz hep diz üstü sabırla emeklemek…
Çekilir hasret elbet göz pınarı dolmasa;
Gidenlerin ardından el sallamak olmasa…
Kim nasıl tarif etsin gecenin boşluğunu;
Divitine banmadan, kalemin hoşluğunu…
Merhabadan sonrası yine hasret yine gam;
Tutuşturur bu şehri beynimdeki intikam…
Leyla’yı düşte gören Aslı’yı hayalinde;
Kalan kuru yalnızlık yıllardır ahvalinde…
Şarkılar mutluluğun tarifinden habersiz;
Bir mumun alevinde tükenir fersiz fersiz…
Sığındığın limanda ruhsatsızdır geceler;
Merhabalar vurulur firar verir heceler…
Caddeler aynı renkte aynı renkte sokaklar;
Aynı renkte kaldırım aynı renkte ayaklar…
Farkı yok intiharın aynadaki eşkâlden;
Yüzümdeki çizgiden yüzümdeki işgalden…
Fakat ben yarınlara umutlar ekeceğim;
Koparsınlar yeniden yeniden dikeceğim…
Şimdi küller içinde ararken yaktığımı;
Kim nereden bilecek yüzüne baktığımı…
Öperken dudaklarım şimdi mazi olanı
bir kezbakar gözüne katilin has olanı.......