FULL VERSIYONA BAKIN: Link
Title: Onursuz kalmaktansa...
Etiketler:
Blog Entry: Yine girdim gecenin korku tüneline cesurca,  korkarken binmeye alışıktır bu trenin vagon araları, yine kapımda karakış Ne zaman düşünsem seni, intihar çığlıkları gelir kulağıma şehrin arka sokaklarından.  İçimde eriyen buzun tepkime ısısı gibisin  Eridikçe ısıtır sonra yine donarsın Ve her donuşunda beni de yakarsın, Söyle bu gecelerimin gardiyanı olan masal perisi Sen ne kadar, kaç mevsim yalansın.  Ne zamandır sezen söylemiyor “keskin bıçağı”  Ve artık radyolar çalmıyor bab-ı esrarı. Uzaklarda bir yerlerde bakan gözlerin, hangi cinayetlerini görmüştür bu gecemin.  Yeraltı zindanlarında saçlarının  kimleri asmıştır boynuna dolanıp bu yasadışı militan sabahlar.  Onursuz kalmaktansa dolaşan kanında,  yara olup kanadım her adımı andığında.  Oysa sen hiç görmedin  bu cam kesiği ayrılığın ne depremlerin artçısı olduğunu ve ne kadar yıkım yaptığını  gözlerime bakan iki gözün.  Hani bu şehirden gitmek kadar  mülteci bir rüyanın orta yerinde girmiştin ya gecemin ikindisine. Yok saydığım hayatıma, yalnızım şimdi bu kalabalıkların mahşerinde.  Bir iç çekişsin gecemin ayazında.  Beni kovar mısın kalbinden, Atar mısın beyninin en ücra köşelerinden ve gözlerin nasıl görmez sana olan susuşlarımı biriktirdiğim göz pınarlarımı.  Yağmurlar erken yağardı  her mevsimin gençliğinde kentime Susuz kalmış martılara ve sokak kedilerine inat Kana kana tadıyorum sensizlik okyanusunun tuzlu sularını.  Toprağımın kokusu geliyor  her yağmur sonrası küçük köyümün, Günler ötesinde kalmış ağustos mesafesindeki dağların arkasından.  Senden sonra biriktirdiğim tüm sitemleri bileyledim,  gözyaşlarının altında geceler boyu kalmış, pas tutmuş varoluşuma.  Tüm silahlarını bana doğrult razıyım ama ne olur dilini kana bulama.  Yüzüme gözüme saydır  terkedilmişliği ve yalnız geçen gençliğimi Kıpırdarsam namerdim, ama bu sevda savaşında oyun taktiği sayıp beni arkamdan vurma.  Ne olur beni sana terket benden.  Dönüşsüz bir bilet al bu akşam coğrafyamın en uzak istasyonuna, bu gece gitmelisin son terk treniyle o intihar adalarına.  Yitirilmiş tebessümlerimi biriktiriyorum salı rüyalarıma  Kalmak için artık erken ey gecemin gardiyanı, Bu çığlık sokakların meçhul failli katili beni sana terket.  Mevsimsiz bir yaprak savruluşuyla çiziyorum rotamı  Uğramadık liman demirlemedik sahil kalmayana dek geziyorum yalnızlık okyanusunda maviliğini.  Ne yana dönsem mahşer mevcudiyeti,  kalabalık yalnızlar.  Bu son kaçışta olsa  bilmiyorsun ışığa kaçarken geride bıraktığın karanlığın neleri gizlediğini.  Bir gece ansızın uyanıyorum  uçurumun kenarından atlarken o kabus gözlerinden, Topladım valizimi senden arta kalan hatıraları atarak içine Sensiz sana taşınıyorum bedeli ağlayarak.  Bir merhabanı bekleyen  o küçük umutla bekliyorum beni götürecek olan kahır trenini bu gece beni sana terket.  Sen ve ben bir denklem gibi  iki bilinmeyenli Hiçbir özdeşlik çözemiyor, hiçbir formül bulamıyor matematik Ansızın aklıma geliyor liseden kalma bir metod, yerine koyma metoduydu galiba adı buluyor sonunda çözümü aşk.  Seni yerine koyuyorum  hangi şıksın bilmiyorum. Tek soruyu ancak yetiştirdim diyorum bu sınavda, ama nafile bütünlemeye bıraktım seni kalemimi kırarak.  Beni temize çekme istemem  beni sana bırak Beni sana terket bu denklemin bilinmeyenleriyle birlikte saçlarının zifiri maviliğine bırakarak, Ağırlığını taşımak hayatın, sensizliğin, ağırlığını her gece tartmak.  Taşıyabilmek  bu katarlar yüküyle çekilmiş ağırlığı, bir çift kırık omuzla tek başına ayakta kalarak.  Yorgunluk belirtileri baş gösterdi  bir yanı kırık gençliğimin uyku saatleri. Vedalar ne kadar ağır olursa olsun her sonun bir başlangıcı var.  Ey benim son başlangıcım ağır da olsa bu karar  Ne olur beni sana terket... beni sana terket bu son firar. Bu son firar...