Kara çalınmış günlerin ertesinde ellerinde güneşlerle gelen yar! Huzuru içirdiğin yüreğim şimdi hüznü içiyor ellerinden bilesin!
Yüreğine kanatlanan yüreğin kanadı kırıldı kanıyor. Göğe uçurduğum umutlarım vuruldu bir bir Hüzün ki yokluğuna katık ettiğim Yine dolandı eteğime peşimi bırakmıyor.
Adının her harfini gözyaşıma çizdim ve titrek bir yürekle yokluğuna ektim Sen avazın çıktığı kadar susarken ben taze çığlıklar yeşerttim sana! Nefes nefes acıyı yonttum adınla Yokluğuna buladım ellerimi Yüzüme bölük pörçük diktiğim yamalı gülüşlerdeyim şimdi.
Ah yar! Ah! yoluna can diye diye benden geçtiğim Ah suskuların şahı Bir çözebilsem boynuma doladığın sessizliğin düğümünü Bir yudum harf düşse hisseme alfabenden Yalın ayak çıktığım yokuşlarında düşmeden bir yürüyebilsem.
Öyle bir acı ki bu! nasıl anlatılır bilmem Kırsan kırılmaz büksen bükülmez Ateşler yakmaz sular söndürmez!
Söylesene yar! Hasretini adımlasam kaç adımda biter? Özlemin kaç nefestir saysam? Bilemessin ki Akla sığdıramazsın bu denklemi Nasıl anlatayım ki daha hal-i pür-melâlimi...
Sen yine sükutu giyin yar! Dilersen hiç konuşma. Ben kelamlarımı çürüttüm yolunda. Çarpsada bir tokat gibi yüzüme her harfi yoluna heceledim. Ve bilesin üstüne aşkı giydirdiğim Söz verdim ben bu yüreğe Hiçbir harfi sensiz bir cümleye kurban etmedim!