kumların arasında parlayan ufak bir taşla
yeniden karşılaştığında o aynı yaşantıları
hangi biçimlerde geri çağırmayı seçtiği değil mi?
Öyleyse neden bu bizi biz yapan
anılara düşmalığımız?
Unutmak, bir daha anımsamamak,
yaşanmamış var saymak için bu bitmek bilmez
çabalamamız neden?
Neden varoluşumuzun hamurunu bir arada
tutan anılarımızla kanlı bıçaklıyız?
Gitmek istemediğim köşeleri var bu şehrin,
içinde nefes alan insanlar
bir zamanlar canımı yaktıkları için
bir daha asla duvarlarına bakmak istemediğim
odalar var.
Duymak istemediğim uyku nefesleri var.
Gözümde canlandırmaktan kaçındığım bakışlar,
tenimde izi kalmış dokunuşlar var
Geride kalsın diye elimden geleni yaptığım
dostlar var, ki o dostlar bir zamanlar
gerçekliyorlardı beni.
Acılarımız öğretmiyor mu oysa bize yaşamı?
Onlarla büyüp, onlarla görmüyor muyuz
içimizdeki dehlizleri?
Acı çektiğimiz kadar insan değil miyiz?
Duyarlılığımız bizi bilgeliğe götüren yolun
ilk basamağı değil mi?
Acılarımız...
Anılarımıza sıkı sıkıya bağladığımız acılarımız...
Unutmak istediğim pek çok yaşantım var
içimde gizli gizli kanayan.
Pek çok an, derin yaralar açan.
Beklenmedik bir anda havadaki bir kokuyla,
telefonun bir çalışıyla uyanan,
sonra günler ve geceler boyu peşimi bırakmayan anılar.
Unutmak istediğim yüzler,
geceler, yürüyüşler, bekleyişler, uyanışlar var.
Unutmak istediğim gülümsemeler,
iç çekişler, kucaklaşmalar, vedalar ve
kavuşmalar var.
Unutmak istediğim bir başka ben var içimde
Unutulamayan bir yeminler.
Unutulmuş anılar.
Hatırlamak istediğim her şey dağılıp
parçalanıyor beynimde.
Hatırlamak istediğim her şey unufak oluyor
ve hepsi unutmak istediklerime bırakıyorlar yerlerini.
O yüzden her şeyi silmek istiyorum bu gece.
Her şeyi unutmak istiyorum.
Adımı, nereden gelip nereye gittiğimi,
en sevdiğim şarkının sözlerini,
kahveyi nasıl sevdiğimi.
Unutmak istiyorum.
Her şey uçsun gitsin geride sadece
boş teneke bir kutu kalsın istiyorum.
Her gördüğüm insana ilk defa görüyormuş gibi
bakmak, duyduğum hiç bir sesi ve şarkıyı
anımsamamak istiyorum.
Yüzüme bir yabancıya aitmiş gibi bakmak,
derinliklerimi ve sığlıklarımı bilmemek istiyorum.
Zaaflarım ve güçlü yanlarım
kalın bir sis perdesinin arkasında kaybolsun
ve geçmişi ya da geleceği olmayan,
sabit, belirsiz, şekilsiz bir insan olayımistiyorum.